
Tel-Sen, yarın Ulaştırma Bakanlığı’nı basarcasına ziyaret edeceğini duyurarak “açıklama alıncaya kadar ayrılmayacağız” tehdidinde bulundu. Bakanlığın ve Türk Telekom’un yürüttüğü süreci “gizli protokol” iddialarıyla gölgelemeye çalışan sendikanın bu tavrı, kamuoyunda hükümete baskı ve halkı mağdur etme girişimi olarak değerlendiriliyor.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ile Türk Telekom’un yürüttüğü stratejik iş birliğini gölgelemeye yönelik açıklamalarıyla bilinen Kıbrıs Türk Telekomünikasyon Dairesi Çalışanları Sendikası (Tel-Sen), bir kez daha tehdit diline başvurdu.
Tel-Sen, yarın Ulaştırma Bakanlığı’na giderek “yazılı ve sözlü açıklama alıncaya kadar ayrılmayacaklarını” duyurdu. Kamu kurumunun kapısına dayanacağını açıklayan sendikanın bu çıkışı, “yasal çerçevede yürütülen müzakereleri baskı altına alma girişimi” olarak değerlendirildi.
Sendika açıklamasında, protokol sürecini “gizli saklı iş” olarak nitelendirerek, şeffaflık üzerinden hükümete yüklenmeye çalıştı. Oysa Bakan Erhan Arıklı daha önce defalarca, “Protokol olgunlaşmadan kamuoyuna sunulmaz, ancak süreç tamamlandığında şeffaf şekilde açıklanacaktır” diyerek net bir duruş sergilemişti.
Türk Telekom ile yıllardır süregelen stratejik iş birliğini “kavgaya sürüklemeyin” sözleriyle gölgelemeye çalışan Tel-Sen, kamuoyunda “iş barışını bozma” ve “hükümete baskı kurma” girişimi olarak eleştiriliyor.
Bakanlık kaynakları, yürütülen çalışmaların tamamen kamu yararına olduğunu, hiçbir kurumun zedelenmesine izin verilmeyeceğini vurgularken, “Tel-Sen’in sürekli tehdit ve şantaj diliyle kamuoyunu yanıltması kabul edilemez” görüşünü paylaştı.
Tel-Sen ayrıca, yarınki eylemin ardından şubelerde “uyarı grevleri” başlatacağını ve bunların süresiz greve dönüşeceğini duyurdu. Uzmanlar ise sendikanın bu tutumunun, vatandaşların telekomünikasyon hizmetlerinde mağduriyet yaşamasına neden olabileceğini, en büyük zararın yine halka dokunacağını hatırlattı.
Hükümet kanadı ise kararlı: “Kamu yararına olan projeler, hiçbir sendikanın baskısına kurban edilmeyecek.”