Ülkemiz ve dünyada teknolojideki gelişim ivmesi ile eğitimin buna ayak uydurma reaksiyonunun aynı hızda olmadığını son dönemlerde çok daha fazla hisseder olduk. Meslek seçimi özellikle üniversite eğitimi ile ilgili olduğundan teknolojideki gelişmelerle paralel ilerlemesi üniversite eğitiminin önemini daha fazla arttırmakta. Dünyanın köklü üniversitelerinin de teknolojiye ayak uydurma konusunda çok başarılı oldukları söylenemez. Ülkemiz üniversiteleri için “sınıfta kaldı” diyebiliriz. Köklü üniversiteler teknolojideki gelişmeleri yakalamakta zorlanırken yeni açılan üniversitelerin de yeni teknolojilere ayak uydurabildiklerini söylemek güç. Mühendisliklerden mezun gençler sektör ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olunca, üniversite diploması cazibesini yitirilmeye başlandı.
Daha önceki yıllarda üniversite mezunu olmak iş bulma açısında artı puan sağlarken günümüzde eksi puan sağlayabiliyor. Çünkü mezun gencin aldığı eğitimin sağladığı daha doğrusu sağlayamadığı beceri işvereni tatmin etmemekte, işverenin önerdiği ücret mezun gencin beklentisini karşılamamakta. İş bulamayan üniversite mezunlarında kendine güvensizlik ve bunalıma girme sayısı gün geçtikçe artmakta.
Ekonomik kriz derinleşmesinin en kötü etki yaratan sonuçlarından biri ülkedeki işsiz sayısının artması olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde de son dönemde derinleşen ekonomik krizin doğal sonucu olarak ciddi istihdam sorununun yaşandığını çok net görmekteyiz. Her ne kadar gizlenmeye çalışılsa da ülkemizde işsizlik oranı yüzde 25’leri buluyor. Yani her dört gencimizden biri işsiz. Bu oranın çok büyük kısmı üniversite mezunu. Bir milyon üniversite mezununun işsiz gezdiği ülkemizde her geçen gün bu sayı artıyor.
Üniversitelerin her bölümden mezun işsize rastlamak mümkün. Hatta ülkemizin köklü ve eğitim kalitesi yüksek üniversitelerden mezun gençler bile işsizlik tehlikesi ile karşı karşıya. Bunu temel sebebi akademinin ihtiyaç duyulan becerileri geliştirme konusunda eksik kalması. Üniversitelerimiz iş hayatının gerektirdiği becerilere sahip olmayan mezunlar veriyor. Ders içerikleri piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak güncellikten uzak.
Bizden daha iyi eğitim sistemine sahip Amerika’da bile durum çok farklı değil aslında. Üniversiteler çağın ihtiyaçlarını karşılayacak hızda eğitim sistemlerini güncelleyemiyor. Kriz derinleştikçe iyi bir eğitim almak bile iş garantisi sağlamıyor. Aslında iyi eğitim anlayışının da değiştiğini söyleyebiliriz.
Kısa zaman önce Apple CEO’su Tim Cook yaptığı bir konuşmada son yıllarda işe alımlarda yüzde 50 oranında üniversite eğitimi olmayan adayları tercih ettiklerini söyledi. Çünkü Cook’a göre üniversiteler ihtiyaç duyulan becerileri geliştirme konusunda yeterli değil. Amerika’daki üniversiteler bu durumda iken ülkemizdeki durumu çok iyi analiz edip tedbir almamız çok çok önemli. İş hayatı hangi vasıflara sahip üniversite mezunu talep ediyorsa eğitim sisteminin bu doğrultuda güncellenmesi gerekiyor.
Bu arada üniversite eğitiminin katkılarını hiçe saymıyorum tatbikî. Ülkemizde ve dünyada üniversitelerin verdiği eğitimler ve sağladığı imkanlar ile mezunlarına kültürel ve entelektüel gelişimlerine önemli katkılar sağlıyor. Özellikle ülkemizdeki köklü üniversitelerin gençlere kattığı entelektüel bakış açısı ve kültür bariz fark edilir durumda. Ancak Tim Cook‘un da söylediği gibi üniversiteler ihtiyaçlara yönelik becerileri geliştiremiyor.
Ekonomik kriz derinleştikçe işverenin elemana yatırımı da azalıyor. Meslek eğitimini daha eski tabirle işbaşı eğitimini ya çok kısa tutmaya ve minimize etmeye çalışılıyor. Bu yüzden beklentisi yüksek ve ihtiyaçlarını karşılamayan üniversite mezunu bir genci işe almaktansa beklentisi daha düşük lise mezunu birini işe alıp iş başı eğitimi ile faydalanmayı tercih ediyor. Gençlerimiz cephesinden bakarsak liseden sonra teknik olarak uzmanlaşacağı bir dal seçerek ilerlemesi daha hızlı olacaktır. Liseden sonra tek bir alanda uzmanlaştığından işveren için düşük beklentili ve uzman biriyle çalışma fırsatı sağlayacaktır.
Üniversiteler çağa ayak uydurabilmek için uzmanlık alanlarını daraltarak eğitimlerinde güncellemeye gitmek zorunda. Gençlerimiz mezun olduğunda mutlaka bir alanda uzman olması gerekiyor. Örnek vermek gerekirse elektronik mühendisliğinden mezun gençlerimizin bir kısmı endüstriyel elektronik alanında, bir kısmı devre tasarımı, bir kısmı ağ uzmanı, bir kısmı sistem uzmanı gibi alanlarda uzmanlaşmış olarak mezun olmalı. Aynı şekilde bilgisayar mühendisliğinden mezun gençler üniversitelerden veri tabanı uzmanı, java uzmanı, linux uzmanı gibi alt alanlarda uzman olarak mezun olmaları gerekiyor. Her konuda az bilgiye sahip üniversite mezunu yetiştirmek yerine mutlaka bir konuda uzman gençler yetiştirmeliyiz. Böylece üniversiteden mezun gençlerimiz gerek ülkemizde gerekse yurt dışında çok daha kolay iş bulabileceklerdir.