Şeffaflık nedir? diye sorduk ve karşımıza bu tanım geldi: “Bilim, mühendislik, ticaret, beşerî bilimler ve diğer sosyal bağlamlarda kullanılan şeffaflık, başkalarının hangi eylemlerin gerçekleştirildiğini görmesini kolaylaştıracak şekilde işler. Şeffaflık açıklık, iletişim ve hesap verebilirlik anlamına gelir.”
Hiç düşündünüz mü, tüm siyasi liderler ve toplum önderlerinin ortak söylemi neden “şeffaf olun”dur. Peki bunu söyleyenlerin, bu söyleme dair eylemleri nedir? Maalesef genellikle eylemle söylem pek uyuşmuyor. Ülkelerin zor dönemlerinde devlet kurumlarının açıklamalarına itibar etmesi ve şüpheye düşmemesi gerekiyor. Biz vatandaş olarak devletimize güvenelim ancak, ülkeyi yönetenlerinde güvenilirlik ve şeffaflığa gereken duyarlılık ve hassasiyeti göstermesi zorunludur. Olası güvensizliğin ortadan kaldırılmasının en etkili yolu ise kamu hayatında azami şeffaflığın sağlanmasıdır.
Ülke olarak global bir salgının tamda ortasından geçiyoruz. Bu krizin içinden geçerken birilerini suçlamak veya eleştirmek işin en kolay yolu olacaktır. Tabi ki eleştirel konular bulunuyor. Ancak gün eleştirme günü değil. Gün elbirliği ile krizden en az hasarla çıkma günü. Tabi buradan alınması gereken dersleri de almamız gerekiyor. Yerli ve milli üretim...
Yerlilik ve milli üretimin önemine daha önce birkaç kez bu sayfalarda vurgu yaptık. Bu defa başka bir pencereden bakalım diyorum. Birleşmiş Milletler’in başarılı bir ihtisas kuruluşu olan ICAO. 1944 yılında imzalanan Şikago Sözleşmesi uyarınca 1947 yılında Kanada-Montreal’de kuruldu. O dönem havacılık sektörü- nün önde gelen 52 ülkesi ile birlikte Türkiye’de kurucular arsında. Peki neden? Çünkü o yıllarda Türkiye, havacılık sektöründe üre- tim yapabilen ülkeler arasında. O nedenle kuruluş sürecine davet ediliyor. Yani siz bir konuda üreten olduğunuzda standartlarında belirlenmesinde yer alabiliyorsunuz. Yani Yerli ve Milli üretim olmazsa olmaz...
Buradan aşı ve sağlıkla ilgili konulara girip ah vah yapmak değil derdimiz. Yapılan hatalar yapılmış. Geriye dönüp birilerini suçlamanın veya övmenin kimseye faydası yok. Bu ülke bizimse üretebildiğimizi hemen üretime geçirmemiz, üretemediklerimiz için de nasıl üretirizin cevabını bulmamız gerekiyor. Yani “Bunu ithal edelim, ithal edersek daha ucuz” gibi realiteden yoksun söylem ve davranışlardan uzak durmamız geriyor. Yani, Bilkent Üniversitesi CyberPark teknoparkında ikame solunum cihazı için TÜBİTAK destekli proje yapan Biosys firmasını ihtiyacımız olduğunda değil, olmadan görmemiz gerekiyor. İlla bir krizi beklememiz gerekmiyor. Kendi değerlerimize her zaman sahip çıkmamız herkes için bir sorumluluktur. Selçuk Bayraktar, bu firmayı görmeseydi acaba kimin veya kimlerin aklında gelir, ülke gündemine otururdu...
Yerli-milli denince buna kimse ırkçı, şovenist bir söylem olarak bakmasın. Bu söylem ülkemize, Türk Milletine karşı sorumluluğu- muzun gereğidir.
Çin’de ortaya çıkan ve küresel bir salgına dönüşen korana virüsü bütün sektörler gibi bilişim ve telekomünikasyon sektörünü de olumsuz etkiledi. Sektörün sesi medya organları olarak biz de salgınla mücadele amacıyla yapılan “evde kal” çağrılarını destekliyoruz. Bu çerçevede Bilişim Medyası Derneği (BMD) ile ICT Media, BT Haber, BT Günlüğü, Hardware Plus, TechnoLogic, Kamu Tek- nolojileri, Teknolojik Grup, Maramiro, TeknolojiOku, TeknoSeyir, CyberMag, Teknoblog ve Technopat olarak “Türkiye için evdeyiz, Türkiye için çalışıyoruz” başlığı altında bir ortak açıklama yaptık. Çünkü yayıncılar olarak bizler de Kovid-19 yayılımının önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlerin virüsten daha güçlü olduğuna inanıyoruz. Telekomünikasyon ve bilişim sektörü olarak iletişimi koparmadan, bilişim medyası olarak biz de iş akışlarımızı teknolojinin imkânlarını kullanarak evden yürütüyoruz. Sektörün sesi yayıncılar olarak Türkiye’nin evden çalışmasını destekliyor, reklamdan ziyade haberlerimizle telekomünikasyon ve bilişim firmalarımızın sesi olmaya devam ediyoruz.
Bütün bu korona günlerinde dikkatimi çeken bir hususa da değinmeden geçemeyeceğim. Ticarette rekabet olur, hem de kıran kırana rekabet... Buna diyecek sözümüz yok. Ancak ülke bir salgınla mücadele halinde. Ama görüyoruz ki bazı firmalar, bunun farkında değil ki, en iyisi biziz diye bültenler geçiyor. Ne diyelim... Fırsattan istifade diye buna diyorlar sanırım...
Bu musibetin de üstesinden geleceğiz. Ülkemizin birçok değerinin var olduğunu biliyoruz. Özellikle insanımıza ve firmalarımıza güveniyoruz. İnşallah bu süreçte birçok firmamızın farkına varırız. Tekrar sesleniyoruz: Evde kal, sağlıklı ol Türkiye’m...
Geçtiğimiz ay içerisinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda süpriz bir değişim yaşandı. Ani bir kararla Bakan Cahit Turhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından görevden alındı. Yerine ise Bakan Yardımcısı Adil Karaismailoğlu atandı. Sayın Turhan’ın samimi gayretleri ve çalışmalarını yakından takip ettik. Yeni Ba- kanımız Sayın Adil Karaismailoğlu Bey de Bakanlık’a aşina... Yeni Bakanımıza görevinde başarılar diliyoruz...
Bu sayıda; virüsün çalışmalarımıza engel olmasına izin vermedik. Dolu dolu iki ayrı dosya ile karşınızdayız. Dosyamızın birinde virüs salgını karşısında bilişim sektörünün tedbir ve önerilerini işledik. Süreçte yaşanan gelişmelerle birlikte sektörün önde gelen firmalarının dergimize özel açıklamalarına yer verdik. Ayın Konusu olarak hazırladığımız dosyamızda ise Akıllı Enerji Sistemleri ve Akıllı Çözümleri tartıştık. Yine bu sayımızda RTÜK Üyesi Taha Yücel “Yapay Zeka”yı dergimize değerlendirdi. Keyifle okumanız dileğiyle...