ABD’DE 5G

ABD’de bir danışmanlık şirketi olan IGI Group (Information Gatekeepers) tarafından bu yılın Şubat ayında yayınlanan bir raporda, ABD’nin 2 büyük telekom operatörünün 5G’nin yaygınlaşması ile ilgili olarak yeterince yatırım yapmadıkları iddia edilmektedir. Ayrıca bu raporda 5G için üç başlangıç kullanımının olduğu belirtilmektedir:

  • Geliştirilmiş mobil genişbant (eMBB),
  • Ultra güvenilir, düşük-gecikmeli haberleşme (URLLC) ve
  • Kitlesel makine-tipi haberleşme (mM2M).

Raporda; eMBB kullanımının 5G ile ilgili tüm abartmaların odağında bulunduğu, nihayetinde kullanıcıların şimdi daha yüksek hızlarda veri indirmek istedikleri ve 5G’nin veri trafiğini rahatlatmak gibi acil bir ihtiyacı olduğu belirtilmekte ve taşıyıcıların, yukarıda verilen diğer iki kullanım durumunu hayata geçirmeden önce, 5G eMBB'ye yaptıkları yatırımlardan da para kazanmalarının gerekmekte olduğu ifade edilmektedir.

ABD’deki bazı sektör yazarlarına göre, endüstriyel 5G, oyun değiştiricisi olarak düşünülmesi gereken 5G’nin tek versiyonudur. Endüstriyel IoT, araçtan-araca (V2V), ve araçtan-altyapıya (V2I) haberleşmeleri gibi hizmetler ancak URLLC ve mM2M uygulamaları gerçekleştiğinde gündeme gelecektir. Fakat bu kullanım durumlarının, operatörlerin yatırımlarını telafi edinceye kadar gerçekleşmesi pek olası gözükmüyor. Diğer bir temel sorun ise bu alanda yatırım tutarlarının çok büyük miktarlarda olmasıdır. Bu paranın abone ücretlerinden gelmesi gerekecektir ancak hepimizin bildiği gibi tüketiciler her zaman daha fazla ücret ödeme konusunda da isteksizdirler.

IGI’nın raporunda, ABD’de Verizon ve AT&T’nin 5G kurulumları için harcamalarını artırmadıkları hatta, AT&T’nin masraflarını 23,7 milyar dolardan 20 milyar dolara kadar azalttığı, dolayısıyla 5G için etkili olacak hizmet uygulamalarının sırasıyla ancak 2022 ve 2025'e kadar yavaş yavaş devreye verilebileceği belirtilmekte.

5G’nin mobil trafiğini rahatlatması için sadece mevcut altyapıyı desteklemesi yeterli olmayacaktır, ayrıca genişbant uygulamalarının hem bina dışında ve hem de bina içinde sağlanması gereklidir. Bilindiği gibi pek çok bina milimetrik dalga sinyallerini bloke etmektedir. Bu nedenle de bina içi 5G’nin geliştirilmesi ve 5G’nin her yerde hizmet sağlaması zorunlu olup 5G altyapısının güvenilir ve verimli şebeke bağlantılarına gereksinimi vardır. Bina içinde de yüksek hızda 5G’ye ihtiyacımız vardır, ancak alçak frekans bantları (600 MHz- 700 MHz) ve orta bant (2.5 GHz- 7 GHz) bina içlerinde iyi çalışır. Bu nedenle de ben 2013 yılından beri, ülkemizde karasal analog TV yayınları tarafından oldukça verimsiz kullanılan 470-694 MHz UHF bandının mobil hizmetlere tahsis edilmesi yönünde onlarca yazı yazdım ICT Media Dergisi’nde, ama maalesef bu konuda hiçbir ilgili kurum ve kuruluş herhangi bir girişimde bulunmadı şimdiye kadar. Özellikle bu frekans bandı kırsal alanda uzak mesafelere yönelik internet erişimi için en uygun çözüm sağlama imkânı getirebilir.

Rapora göre, 5G'den gerçekten yararlanmak için çapraz bantlı telefonlara da ihtiyacımız olacak. Yüksek kalite 5G sinyallerini alamadığımız alanlarda trafiği 4G’ye geri çekmek doğru bir yaklaşım değildir. Ki bu durum trafiği boşaltma amacına da uygun değildir. Telefonların mevcut olan en yüksek hızlı diğer 5G bağlantısını araması ve sinyal zayıflığı nedeniyle eğer veri hızı düşürse, bir sonraki daha yavaş 5G sinyaline geçmesi gereklidir. Milimetrik dalga hizmeti olmadığında, telefonlar daha düşük bantlı 5G'ye geçmeli, 4G sinyaline geri dönmemelidir, ancak böyle bir telefon da henüz ortalıkta yok.

Bununla birlikte, Samsung'un Galaxy S20 (Plus ve Ultra) modeli bu yönde bir ilk adım olarak gözükmekte. Firmanın bu son model telefonları dünya çapında birçok 5G frekans bandını kapsamaktadır, ancak raporda belirtilen teknik özelliğe sahip değildir. Doğru ve uygun SIM kartla, telefonlar AT&T’nin milimetrik dalga frekansında, T-Mobile’ın 600 MHz ve Sprint’in 2.5 GHz bandında ve birçok ülkede de farklı frekans bantlarında çalışabilir. Ancak, trafiği 5G’de tutmak için bantları otomatik olarak değiştirme özellikleri yoktur. Dolayısıyla hala çapraz bant çalışabilen telefonlara ihtiyacımız var.

Geniş antenlerle düşük bant, telefonların boyutuna etki eder mi, kişiler bunu tolere edebilir mi? Bu konuda, rapor “bir mucizeye ihtiyacımız var” diyor. Samsung, telefonlarının alt bantlarda çalışacağını iddia ederek konuyu ele almış, ancak telefonları yine de otomatik geri dönüş yeteneğine henüz sahip değil.

Kamuya açık alanlarda 5G'nin diğer kablosuz şebekelerle çalışması trafik sorunlarının bazılarına yardımcı olur ama ya yerleşim yerleri ne olacak? Bu amaçla kurulacak birçok küçük hücre pratik sorunları beraberinde getirecektir. Buralara fiber optik kablo nasıl serilecek? Çok sayıda fiber kablo döşemek için tasarım parametrelerine ve en iyi uygulamalara ihtiyacımız olacak bu alanda. Gerçekte 5G bir radyo şebekesi kadar bir fiber şebekesidir. Yazılım ise başka bir konudur, tüm bu küçük hücrelerin eklenmesi, yazılım kontrol düzleminin karmaşıklığını da şüphesiz arttıracaktır.

Sonra bu kadar çok sayıda baz istasyonu için operasyon desteği ve bakım konusu var. Merkez ofiste çalışan kişiler, sorunların ne zaman ve nerede oluştuğunu ve bunları düzeltmek için alana kimlerin gönderileceğini bilmek için ayrıca bir şebekeye ihtiyaç duyacaklardır. Buna ilaveten bu kişilere operasyon ve araç desteği de gerekecektir. Bunlar şebekenin işletmesi ile ilgili önemli ve ciddi konulardır.

Ya IoT ve mM2M gibi diğer iki uygulama ne olacak? Bunlar uygulamaya girdiğinde oyun değiştirici gibi görünüyorlar. Ancak rapora göre; öncelikle operatörlerin bir şebekeye sahip olmaları ve trafik sorununu çözmeleri gerekir ki böylece 5G’den para kazanarak diğer uygulamaları desteklesinler. Gerçekte otonom araçların 5G’ye ihtiyacı olmayabilir. Halen otomobil üreticileri, eğer arkanızda bir kişiyi tespit ederse aracı durduracak noktaya kamera, radar, sensör ve yazılım ilave ediyorlar ve kendi-kendine park eden araçlar da şu an bildiğimiz gibi gerçek.

Özet olarak, rapora göre; AT&T ve Verizon 5G için yeterince yatırım yapmıyorlar. İki operatör de sadece ahkam kesmekte ve ihtiyaç duyulan parayı harcamaya da hazır değiller. Bu iki operatörün 5G ile yürüyecekleri de kuşkulu gözüküyor. Bu operatörler hizmetten nasıl para alacaklarını da anlamış değiller ve yatırımın nasıl geri kazanılacağını da göremiyorlar.

İş ve üretim gereksinimleri bunu ortaya koyabilir, ancak öncelikle altyapının orada mevcut olması gerekir. Yatırımın geri kazanılmasının bir kısmı, insanların 5G için ödeme yapmasını sağlamaktır. 5G yatırımı için operatörlerin para kazanmalarının bir yolu olmalı. ABD’li kablosuz kullanıcılar 5G için daha fazla ödeme yapacaklar mı? Rapora göre, bir kısmı bu ödemeyi yapabilir ama çoğu değil.

Evet sevgili ICT Media okuyucuları şurası bir gerçek ki, ABD’de 5G ile ilgili bazı şeyler pek iyi gitmiyor gözükmekte. 5G ile ilgili bu durum sadece ABD için geçerli değil, ayrıca Avrupa’da da 5G konusu ilk başlarda olduğu kadar heyecanını artık sürdürmüyor, hele şu günlerde tüm dünyanın üstüne karabasan gibi çöken corona virüs salgını da buna tuz biber ekdi.

COVID-19 salgını Şubat Ayı sonlarında dünyayı zorlayana kadar, çoğu kablosuz şebeke operatörü için 5G bir öncelik gibi görünüyordu. Şimdi her yerde geniş kapsamlı kesintiler ile, 5G, 2020 yılında yapılması gerekenler listesinin çok daha aşağılarında yer alacak. Aşırı abartılara ve yanlış iddialara (özellikle henüz standartlaştırılmamış, henüz belirlenmemiş ultra düşük gecikme süresi) rağmen yeni 5G uygulamalarının olmadığı ya da 5G Faz 2’nin tamamlanmadığı bu ortamda 5G’nin yükselişe geçeceği pek tahmin edilmiyor.

Şimdi bu yeni teknolojinin pilot uygulamalarının başlatılması ve genişletilmesi konusunda çok büyük yavaşlamalar görülecek. Çünkü halen tüm dünya neredeyse sokağa çıkamıyor evde kalıyor, gerekli olmayan işyerleri kapalı, fabrikalar boş. Eğer zamanın büyük bir kısmında evde iseniz belki mobil şebekeye ihtiyacınız daha az olacak (ancak kesinlikle Türkiye hariçtir)? Bu durum ayrıca mobil operatörlerin roaming (dolaşım) gelirlerinin de düşmesine neden olmuştur. Evlerinde kalan insanlar, 4G ve 5G mobil erişime değil, daha çok kablolu geniş bant ve Wi-Fi'ya ihtiyaç duyuyorlar.

Bu konuda 4 Nisan 2020 tarihli “Ericsson Blog” tarafından verilen bilgiye göre, COVID-19 nedeniyle dünya genelinde sabit ve mobil veri trafiğinde %20-%100 artış gözlenmiştir. Sabit yerleşim şebekesi üzerindeki veri artışı %20-100 arasında değişmekte olup, Wi-Fi üzerinde olan bu trafik artışı bazı operatörlerde %90’a kadar Voice over Wi-Fi tarafından oluşturulmuş, streaming hizmetleri de veri artışlarında en önemli rolü oynamıştır. Mobil trafikteki değişim ise -%10 ile +%20 arasındadır. Mobil ses trafiğindeki %20-70 artış daha fazla ve daha uzun çağrılardan kaynaklanmakta, mobil veri artışında ise çift yönlü hizmetler daha baskın gözükmektedir.

Salgın ile ilgili olarak, Huawei’nin 6 ayda bir rotasyonla değişen CEO’larından biri olan Eric Xu 31 Mart 2020 tarihinde yaptığı açıklamada, “Avrupa'da 5G kurulumu kesinlikle gecikecek” dedi. Xu ayrıca gazetecilere gecikmelerin “salgının kontrol altına alındığı zamana kadar” devam edebileceğini de söyledi.

COVID-19 sonrası bazı Avrupalı telekom operatörleri ile ilgili bilgileri şöyle sıralayabiliriz;

20 Mart 2020 tarihinde İngiliz BT Şirketi normal seviyelerle karşılaştırıldığında sabit veri hızında gündüz %35-60 artış varken mobil veri trafiğinde ise %5’lik bir azalma olduğunu rapor etmiştir.

31 Mart 2020 tarihinde Belçikalı operatör Proximus, COVID-19'un kârlar üzerindeki etkisini dengelemek için bu yıl sermaye harcamalarının azalacağını söylemiştir. Birçok Avrupa ülkesi, Covid-19 salgını ile ilgili kısıtlamalar nedeniyle 5G spektrum açık artırmalarını geciktirmektedir. AB’nin haziran ayında 5G için 700 MHz bandının pazara sürülmesi için belirlenen son tarih İspanya ve Avusturya da dahil olmak üzere birçok ülke tarafından ileriye kayacaktır.

Portekiz'de, MEO, NOS ve Vodafone Portekiz, şu anda 700MHz, 900MHz, 1800MHz, 2.1GHz, 2.6GHz ve 3.6GHz bantlarıyla ilgili frekans hakları için daha fazla bekleme durumundadırlar.

Yerel Alman gazetesi Handelsblatt’ın verdiği bilgiye göre, United Internet’in CEO'su Ralph Dommermuth, yan kuruluşları olan 1&1 Drillisch’in 5G şebeke kurulumunda, COVID-19 salgınının Almanya'da daha fazla yayılmasını önlemek için ülkede kabul edilen mevcut tedbirler nedeniyle gecikmeler yaşanacağını bildirdi.

İsveçli operatör Telia, halen temettü ödemelerinde indirime gideceğini belirtmiştir.

Sadece mobil şebeke donanım üreticisi olan Ericsson 5G’nin yavaşlamasından etkilenen diğer bir önemli şirkettir. Ericsson’nun işlerinin %50'den fazlası COVID-19 enfeksiyonlarının arttığı Avrupa ve Amerika'dan gelmektedir.

5G mobil baz istasyonu işine Ericsson'dan daha az bağımlı olan Nokia da 5G kurulumlarının yavaşlaması nedeniyle sorun yaşayabilir. Çünkü Nokia’nın geçen yılki satışlarının yaklaşık %30’u Kuzey Amerika’dan, diğer %28’i ise Avrupa’dan gelmiştir.

Yukarıda vermiş olduğum bu bilgilerin yanı sıra, benim önümüzdeki yıllarda 5G ile ilgili pek bir beklentim yok, zaten bunu destekleyen o kadar çok teknik eksiklikler var ki ben daha önceki yazılarımda bunlara oldukça fazla yer verdim. Şimdi en azından şu virüs belasından sonra bu hususta, ülkemizde konuyla ilgili kurum ve kuruluşların bir araya gelip 5G ve sonrası (6G konusunda) ile ilgili genel bir uzlaşıya ve karara varmasında çok büyük yararlar olacaktır, ayrıca bizlerin bu alanda sadece fikir sunma açısından her zaman bu kurum ve kuruluşlara yardıma hazır olduğumuzu da buradan ifade etmek isterim.