AVRUPA’DA TV YAYINCILIĞININ SON DURUMU

Bilindiği üzere mobil standartların son sürümleri geleneksel TV yayın hizmetlerini destekleyici birçok özelliği içermektedir. Bu ilaveler içeriğin bireysel kullanıcılardan ziyade, mobil şebekeler üzerinden aynı anda geniş sayıda kullanıcılar arasında dağıtılabilmesini sağlamaktadır.

2016 yılının ilk çeyreğinde, mobil endüstrisi, mobil standartlardan sorumlu grup içinde mobil şebekelerde TV hizmetleri üzerine bir girişim başlattı. “Geliştirilmiş TV” olarak bilinen bu özellik 4G mobil yayıncılığının mevcut kabiliyetinin genişletilmesini ve geniş-ekranlı TV alıcılarına da dağıtımını amaçlamaktaydı.

Özellikle mobil şebekelerde içeriğin bu şekilde dağıtımı konusunda ülkemizde ve Avrupa’da pek çok denemeler yapılmıştı ve daha önceki yazılarımızda bu husus hakkında detaylı bilgiler okuyucularımıza sunulmuştu. Bu denemelerde, farklı mobil operatörlerin kullanıcıları arasında tek bir iletimin paylaşılma olasılığı ve yayıncı ile mobil şebeke arasındaki arayüzün belirlenmesi gerekliliği de dahil olmak üzere bir takım potansiyel iyileştirmeler ortaya konulmuştur.

Bu standart çalışmalarını yürüten 3GPP (3rd Generation Partnership Project: 3. Nesil Ortaklık Projesi), yüzlerce şebeke operatörü, mobil cihaz üreticisi ve tüm dünyada içerik sağlayıcılardan oluşan geniş ve karmaşık bir organizasyondur ve bu organizasyon sürekli gelişme ve çalışmalardan oluşan kalabalık bir program kapsamında mobil standartlar için ileriye dönük uzun ve yoğun çalışmalar yapmaktadır.

Birkaç yıldan beri EBU (Avrupa Yayın Birliği), Gelecekte TV Dağıtımı Stratejik Programı kapsamında CTN-Mobile (Cooperative Terrestrial Networks: Ortak Karasal Şebekeler) gibi gruplar vasıtasıyla yayıncı ve mobil operatörler arasında bir ortak anlayış oluşturmak üzerine çalışmaktadır. Bir kamu hizmeti olarak TV yayınlarının yoğun nüfus bölgelerinden uzakta kırsal alanda yaşayanlar da dahil olmak üzere her yerde yaşan insana götürülmesi gereklidir, ki bu durum mobil şebekeler üzerinden TV yayınlarının yapılabilmesi amacıyla grubun çalışmaları ve geliştirmeleri için tasarım parametrelerini önemli ölçüde etkilemiştir.

Bu çalışmalar sonucunda ortaya konan Release 14 Standardı, ücretsiz yayın alma olanağı gibi mobil şebekeler üzerinden TV yayınlarının yapılabilmesi için temel özellikleri içermektedir.

Release 14 ayrıca halen mümkün olandan çok daha kolay şekilde yayıncıların hedef kırsal alanlara erişmesine imkân tanıyacak olan daha geniş şebeke kapsama alanlarını desteklemektedir. İlaveten 4G teknolojisi kullanılarak gerçekleştirilen testlerde belirlenen birtakım kısıtlamalar da ele alınmıştır. Örneğin, mobil şebeke ve yayıncılar arasındaki ve ayrıca şebeke ve el terminali üzerindeki uygulama arasındaki arayüzlerin standartlaştırılması, içeriği kullanılabilir kılmayı ve bu özelliklerden yararlanmak için uygulamalar sunmayı kolaylaştıracaktır.

İki yıl önce, hiç kimse 3GPP’den kamu hizmeti yayıncılığının bir mobil standardı kapsamına alınacağını hayal bile edemezdi. Bu alanda, halen mobil standartlarda boşlukların olup olmadığını ve ayrıca 5G'nin kamu hizmeti yayınlarının dağıtımı için ne anlama geleceğini görmek üzere ilgili endüstri EBU ile koordineli olarak çalışmaktadır.

Diğer yandan günümüzde video izleme eğilimine bakacak olursak, endüstrinin genel görüşü genç izleyicilerin YouTube gibi platformlarda büyük miktarda mobil video izliyor olsalar da daha büyük yaşlarda geleneksel lineer TV izlemeye geri dönecekleri yönündedir.

Buna karşın Liberty Global UK’in (İngiliz Uluslararası TV ve Yayın Şirketi) Başkan Yardımcısı Antonio Carvalho, 2017 Uluslararası Yayın Kongresinde yaptığı konuşmada bunun doğru olmayacağını belirterek, “İnsanın yaşam dönemleri ile ilgili olarak bir tartışma var, buna göre aile sahibi olmadan önce ve sonra bir insanın izleme alışkanlıklarında büyük farklılıklar vardır.” Ancak durumun böyle olmadığını bilmeye yetecek kadar delil var – bu izleyiciler lineer TV’ye geri dönmüyorlar” demiştir.

İngiliz Yayıncı Şirketi C4’ün Tüketici Görüş Direktörü Sarah Rose’da bu konuyu destekleyerek, “Bu çok zor bir şeydir çünkü henüz bu konuda bilgimiz yeterli değil, insanların yaşamları değiştiğinde izleme davranışları geriye dönecek mi? En az ilgilendiğimiz konu bu. 2000’li yılların kuşağı geleneksel TV ile büyümüyor, bu nedenle onların tekrar bu tip yayınlara döneceklerinin garantisi yok. Eğer konuya alakadar kalmak istiyorsak, bu alandaki iyileştirme yeteneklerimizi alıp, onları izleyicilerin ne yapmak istediklerine uyarlamalıyız” diye konuşmuştur.

Gerçekten, kişiselleştirme ve tavsiye gibi özellikler üzerine kurulan YouTube ve Facebook’s Watch gibi yeni çevrim-içi kanallar yeni izleme modellerini teşvik etmektedirler. Geleneksel yayıncılar da benzer olarak bu tür eğilimleri önemsemeliler ve izleyicilerin isteklerine uygun içerikleri sunmalıdırlar, aksi takdirde bu sektörde yürümeleri çok zor olacaktır. Araştırmalar göstermektedir ki her hafta %80 yeni nesil gençlik bir şekilde Facebook ile zaman geçirmektedir.

Hollanda’nın MD Screenforce Şirketinden Michel van der Voort, “YouTube ve Netflix gibi büyüyen hizmetler Hollandalı yayıncıların en büyük endişesidir, ve bu bağlamda son 2-3 yılda genç izleyicilerin 1/3’ünü kaybetmiş olduklarını söyleyerek şöyle devam etmiştir; şu anda gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz, çünkü bu izleyicileri geri kazanmak çok zor, daha fazla yayın platformlarına sahip olmamız gerekli belki de yerel yayıncıların içeriklerini bir araya getirme zamanı geldi.”

Merkezi Avrupa Medya Şirketi (Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Romanya ve Slovak Cumhuriyetinde faaliye gösteren ve 27 TV kanalına sahip bir medya ve eğlence şirketi) CME’in Eş İcra Kurulu Başkanı olan Christophe Mainusch, 2016 yılı ortasında yaptığı bir konuşmada izleyicilerin artık içerik için internete yönelme seçeneğine sahip olduklarından, hükümetlerin TV yayıncılığını serbest bırakmaları ve özellikle reklam süreleri konusundaki kısıtlamaları kaldırmaları gerektiğini belirterek, reklamlara ilaveten abonelik ve taşıyıcı ücretlerin kendileri gibi geleneksel yayın yapan TV şirketleri için çok önemli olduğunu söylemiştir.

“Kablo ve uydulardan haklı olarak taşıyıcı ücretleri alınırken, ücretsiz DTT artık tamamen eskimiş ve modası geçmiştir” diyen Christophe Mainusch şöyle devam etmektedir konuşmasına, “Bu ekonomik değildir, biz yayıncılar DTT işletmecilerine önemli miktarlarda ödeme yapıyoruz, bu haklı değildir, şimdi bu teknoloji DVB-T2'nin geliştirilmesi ile genişletilecek. DVB-T2'nin piyasaya çıkması yanlış bir adım çünkü bu teknolojinin artık modası geçmiştir ve diğer operatörlere karşı bu cepheden bir sübvansiyonla karşı karşıya kalma durumu hiç adil değildir."

Mainusch’a göre, “Kablo TV ve uyduya karşı bir ayırımcılık olduğu için DVB-T2’ye geçişte devlet yardımı sorunlu bir konudur. Devletin bu paraları yüksek hızda internet için harcaması daha iyi olacaktır. ABD’de VoD (Video on demand (VoD): talebe/isteğe bağlı video, abonelerin gerçek zamanlı program izlemelerine ya da daha sonra bunları izlemek üzere indirmelerine imkân sağlayan interaktif bir TV teknolojisidir. Tüketici seviyesinde VoD sistemi bir standart TV alıcı ile birlikte set-top box’dan oluşur) temel paketleri içinde ücretsiz kanallar standarttır. Bu yavaş bir geçiştir ve pazardan pazara farklıdır. Biz artık DTT’nin demode olmuş ekonomik model olduğunu düşünmekteyiz ve daha fazla yatırım yapılmasından yana değiliz. Biz DTT’yi desteklemiyoruz, ancak bu hizmete elveda demek kolay değil ve insanların diğer servislere nasıl geçeceğini öngörmek çok zor”. Mainusch ayrıca, “yayınların daha da serbestleştirilmesi ve reklam kısıtlamalarının kaldırılmasına acil ihtiyaç olduğunu söyleyerek, YouTube'daki video içeriğinin düzenlemeye tabi olmamasına karşın, TV için ayrıntılı düzenlemeler mevcut ve bu konudaki eğilim, düzenlemenin diğer platformlara uyarlanmasından ziyade mevcut düzenlemenin daha da genişlemesi içindir" diye devam etmiştir. Mainusch’e göre, TV yayıncılığında düzenlemenin ve reklamlardaki kısıtlamaların kaldırılması gereklidir ve YouTube üzerindeki video içerikleri düzenlemeye tabi değilken TV için detaylı düzenlemeler mevcuttur ve bu adil bir uygulama değildir.

DTT hakkında kuşkularına rağmen, Mainusch geleneksel TV yayıncılığının güçlü bir geleceğe sahip olduğunu ve internet firmaları tarafından yayıncıların köşeye sıkıştırılmasından ziyade, internet oyuncularının TV'ye daha çok benzemek için modellerini adapte etmeleri gerekeceğini söylemektedir.

Tabii ki ülkemizde durum biraz daha farklı bir yapıya sahip, karasal ve uydu aracılığıyla yayınlanan ücretsiz kanalların çok sayıda olması nedeniyle paralı TV aboneliğinin pazara girişi biraz sıkıntılı. Ancak genç nüfus oranının yüksek ve günde beş saatten daha fazla olan ortalama TV izleme süresi sebebiyle pazar oldukça büyük. Diğer yandan Yüksek hızlı mobil internet kullanımının 2021’in sonuna doğru %80’lere doğru tırmanması tahmini, ülkemizde geleneksel TV izleme oranında ciddi bir azalma eğiliminin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu bilgilere ilaveten, BTK verilerine göre halen 78 Milyona yaklaşan cep telefonu abone sayısı da düşünüldüğünde mobil şebekeler üzerinden yapılacak TV yayınlarının ülkemizde ne kadar büyük bir potansiyel ve reklam geliri yaratacağının yorumunu okurlarımıza bırakıyorum. Umarım bu konudaki araştırmalarımız, çalışmalarımız ve gayretlerimiz ilgili kamu ve özel kurum ve kuruluşlarca göz ardı edilerek boşa gitmez!..

Kaynakçalar:

BBC Research & Development/2017

DigitalTVEurope.com/2016