GELECEĞİN DÜNYASI VE ŞEBEKESİ

Hepimizin bildiği gibi teknolojik gelişmeler dünyada çok büyük değişiklikler yaratmaktadır. Günümüzde birçok şirket, bilgi ve iletişim teknolojisini (ICT) kullanarak tamamen yeni sistemler oluşturmak için sayısal dönüşüme odaklandığından dolayı, Yapay zekâ (AI), Nesnelerin İnterneti (IoT) ve blockchain gibi çeşitli teknolojiler pratik kullanıma girmeye başlamıştır. Şirketler artık doğal teknoloji tarafından desteklenen ve içinde “Akıllı Dünyanın” bulunduğu bir gelecek kurmayı hedeflemektedir.

Akıllı Dünya sadece hayali bir ideal değildir, ve bizler sonunda bu ideale kaçınılmaz olarak ulaşacağız. Teknoloji ne kadar fazla ilerlerse, bir zamanlar ayrı olan daha fazla veri, iş, insan ve endüstriler iç içe olacak ve “akıllı” hale gelecektir.

Teknoloji daha doğal hale geldikçe, insan aktivitelerini daha derin bir seviyede destekleme konusunda ilerleyecektir. İnsan potansiyelini gerçekten artırmak ve çığır açan yenilikleri ortaya çıkarmak için teknolojinin doğal olması gerekir. Acaba hangi teknolojiler “akıllı dünyanın” yaratılmasında önemli olacaktır? Bu teknolojilere bir göz atacak olursak şöyle bir sıralama ortaya koyabiliriz;

-Yapay Zeka (hoşgörülü ve doğru teknoloji)

-Sanal ve Arttırılmış Gerçeklik, (zaman ve mekanda hareketli deneyimler yaratmak)

-İnsan-Makina Arayüzü (robot teknolojisiyle doğal olarak bütünleşmek için insanları derin anlama)

-Siber Güvenlik (aktif savunmaya geçme)

-Bilgi İşleme Altyapısı (gerçek zamanlı, ölçeklenebilir işlem altyapısında aşama kaydetme)

-Şebekeler (çığır açan tam-fotonik şebeke oluşturma)

-Enerji (akıllı enerji şebekesinin gerçekleştirimi)

-Kuantum Bilişim (kuantum bilişim teknolojisinin tüm sektörlerde kullanımı)

-Biyoteknoloji / Tıbbi Bakım (hassas tıbba önderlik yapan biyolojik algılamanın gelişimi)

-Gelişmiş Malzemeler (yenilikçi üretim ile malzeme kavramının genişlemesi)

-Katmanlı Üretim (her alanda kişisel üretim)

Akıllı Dünyada Nasıl Yaşayacağız? (Her şey kişisel olacak)

Gelecekte tüm endüstrilerde hizmetler ve üretim muhtemelen kişisel olacaktır. Katmanlı üretimin ve gelişmiş malzemelerin evrimi, her bireyin bedeni ve bireysel ihtiyaçlarını karşılayan ürünler yaratmayı mümkün kılacak ve ürünlerle olan etkileşim şeklimizi değiştirecektir. İnsanların küçük günlük eşyalardan ve sayısal cihazlardan ev gibi büyük şeylere kadar kendi ürünlerini kolayca yaratmaları mümkün olabilecektir.

Şüphesiz, kişiselleştirme sadece mal alım ve satımında değil, aynı zamanda enerji gibi somut olmayan alanlarda da devam edecektir. Şu anda sadece enerji şirketlerinden enerji satın alabilmekteyiz, ancak gelecekte tüketiciler de kendi enerjilerini üretecek, bazen de başkalarıyla paylaşacaktır. Ayrıca kişiselleştirme, tıbbi bakım gibi hayatımızı etkileyen hassas alanlarda da ilerleyecektir. Akıllı dünyada her birey, farklılıklarına ve özelliklerine uygun bir şekilde yaşayabilecektir.

Ticari faaliyetler hizmetler haline gelecektir

Bireylerin hoşlandıkları hizmet ve ürünler değiştikçe, şirketlerin ve kuruluşların onlara sağladığı yöntemler de değişecektir. En azından kurumsal iş, tüm sektörlerde, her alanda değişecektir. Örneğin perakende ticaretinde, VR/AR'nin yayılması, gerçek mağazaların yerini almanın ötesine geçen zengin e-ticaret deneyimleriyle sonuçlanabilirken, AI'nın uygulanması daha fazla insansız perakende mağazasının açılmasına olanak sağlayabilecektir. Bu sadece satın alma deneyimindeki değişiklikler anlamına gelmez, ayrıca şirketlerin kronik işgücü sıkıntılarını çözmelerine ve örgütsel yapılarını dönüştürmelerine de yardımcı olacaktır.

Aynı zamanda, iş modelinin kendisinin büyük bir dönüşüm geçirdiği mobilite tarafından yönetilen çok sayıda endüstri var. Mobil endüstride, robot taksiler ve internetten taksi çağırma gibi çeşitli hizmetler seyahat masraflarının azalmasına yol açmıştır. Tabii ki, aynı fenomen imalat ve finans sektörlerinde de ortaya çıkmakta ve her endüstri Akıllı Dünya'daki hizmet modellerine doğru ilerlemektedir.

Sosyal sorunların çözümü

Kişiselleştirme ve hizmetlere geçiş gibi değişikliklerin bireyler ve işletmeler üzerinde dramatik bir etkisi olacağı kesindir. Sonuçlar, daha rahat ve daha zengin bir yaşam tarzlarına yol açacaktır. Ancak Akıllı Dünya'nın gerektirdiği her şey bunlarla sınırlı değildir. Daha akıllı bir dünyaya doğru ilerlemenin ölçülebilirliği, toplumların sıkıntılarına çözüm üretilmesini mümkün kılacaktır.

Yapay zeka ve kuantum bilişim kullanarak arz ve talep tahminlerinin optimizasyonu, güneş ve rüzgar enerjisi üretimi de dahil olmak üzere yeşil enerjiyi daha pratik bir teknolojiye dönüştürecektir. Aynı zamanda, geniş kapasiteli akülerin geliştirilmesi, enerji tedarikimizin çoğunu yinelenebilir enerjiye dönüştürmeyi mümkün kılabilecektir. IoT teknolojisinin kullanılması gıda üretimini daha verimli hale getirecek ve gıdada yeni ırkların gelişimini hızlandırmak daha yüksek verim elde etmemizi sağlayacaktır.

Bu şekilde daha akıllıca büyüyen dünya, bireylerin, kuruluşların ve toplumların değişimine yol açacaktır. Akıllı Dünya'da yaşamak, birçok çevre sorununu çözmek ve sürdürülebilir bir toplum yaratmak ve daha çok gerçek benliklerimizle yaşamak demektir. Bu yüzden dünya akıllı olmalı ve bunun için bizler akıllı teknolojilere doğru ilerlemeliyiz.

Yeni Nesil İletişim ve Altyapı Teknolojisini Oluşturma

Dünya artık sürekli gelişen teknolojilerin ortaya çıkardığı yüksek hızlı internet, veri bantgenişliği, güç tüketim koşulları ile birlikte şu anki haberleşme ve altyapı teknolojisinin sınırına yaklaşmaktadır. Bu tür toplumsal sorunları çözmek ve akıllı bir dünya oluşturmak için artık bir yaklaşım değişikliğine ihtiyacımız vardır.

Bu amaçla geçen yılın Ekim ayı sonunda Japon Telgraf ve Telefon Şirketi (NTT), Intel ve Sony Firmaları yeni bir endüstri forumu olan “Yenilikçi Optik ve Kablosuz Şebeke” (IOWN) Küresel Forumunu” oluşturacaklarını açıkladılar.

Küresel forumun amacının, yeni teknolojiler, çerçeveler, spesifikasyonlar ve referans tasarımları geliştirerek gelecekteki verilerimizi ve bilişim gereksinimlerimizi karşılamak için silikon fotonikler, sınır bilişim ve kablosuz dağıtık bilişim dahil tüm fotonik şebeke altyapısını bir araya getirecek yeni bir iletişim altyapısının benimsenmesini hızlandırmak olduğu açıklanmıştır. Bu forumca yapılacak çalışmalar şu alanları kapsayacaktır;

  • Fotonik-elektronik yakınsak teknolojilerin gelişmesiyle güçlenecek fotonik şebeke donanımı, ve geleceğin fotonik cihazları üzerine yapılan fotonik ARGE çalışması. Fotonik şebeke geleceğin bir haberleşme altyapısıdır. Ve tam bir fotonik şebeke uçtan-uca optik haberleşme sistemi olacaktır. Böyle bir şebeke mükemmel bantgenişliği, düşük gecikme, esneklik ve enerji verimliliği sağlama kapasitesine sahip olacaktır. IOWN Global Forumu, halen geleneksel şebekelere kıyasla güç tüketiminde, uçtan uca gecikme süresinde ve iletim kapasitesi seviyelerinde 100 katlık bir iyileştirmeyi hedeflemiş bulunmaktadır.
  • Dinamik ve dağıtık olacak hem yapay zeka ve hem de iş-yüklerinin desteğiyle şebekeler arası bilişim için kritik olarak artacağı tahmin edilen dağıtık bilişim konusunda çalışma.
  • Büyük ölçekli simülasyonlar ve yeni nesil “gerçek” UI / UX (kullanıcı arayüzü/kullanıcı deneyimi) cihaz teknolojileri, insan davranışı ve toplum modellemesi ile ilgili ARGE çalışması, Sayısal İkiz Bilişim gibi teknolojileri mümkün kılma ve akıllı bir dünya için en iyi uygulamaları ve senaryoları kullanma.

“Sayısal ikizler” genelde üretim gibi alanlarda dikkat çekmeye başlamıştır. Bir sayısal ikiz, makine parçaları gibi şeylerin özelliklerini (ör. şekilleri, koşulları ve üretim süreçleri gibi) doğru bir şekilde temsil eden sayısal bilgidir. Örneğin tıbbi cihazlardan elde edilen insanlara ait görüntüler (örn. MR veya bilgisayarlı tomografi gibi) ile ilgili sayısal bilgiler de sayısal ikizler olarak düşünülebilir.

IOWN’nin önerdiği “Sayısal İkiz Bilişim”, gerçek dünyada insanlar ve nesnelerin, çoklu sayısal ikizleri değiştirmek, yakınsamak, çoğaltmak ve birleştirmek gibi "sayısal ikiz operasyonları" ile siber alanda herhangi bir kısıtlama olmadan yeniden oluşturulmasını ve etkileşime girmesini sağlayarak yukarıda belirtilen geleneksel sayısal ikiz konseptini genişleten bir bilişim kavramıdır.

 

Geleneksel sayısal ikizler genellikle fiziksel cisimlerin sayısal gözlemi ya da kontrolü için kullanılırken, sayısal ikiz bilişim ise siber uzayda nesneler ve insanlar arasındaki haberleşmeyi artırmak ve nesnelerden insanlara bu tür sayısallaşma kapsamını genişletmeyi amaçlamaktadır.

 

Sayısal İkiz Bilişim aşağıda açıklanan değişik sosyal problemleri ve gelişmiş hizmetlerin çözümlerini mümkün kılacaktır,

Dünya ve Dış Uzay ölçeklerinde Simülasyonlar: Küresel ölçekte doğal koşulların (iklim ve kaynakların korunması gibi) veya sosyal değişikliklerin (nüfus ve gayri safi yurtiçi hasıla vb) örneklemeleri için büyük ölçekli sayısal ikizler kullanan siber sanal toplumlar, yakın geleceği simüle etmek ve tahmin etmek için yüksek doğruluklu modeller oluşturabilirler. Bu simülasyonlar ve tahminler, elde edilen küresel ölçekli kaynak dengesi tahminlerine dayalı olarak sürdürülebilir kalkınma hedefleri vb. politikalara uygulanabilir. Dahası, atmosfer, su, besin ve enerjinin denge simülasyonlarını oluşturmak için dış uzay sayısal ikizlerle gerçek dünya şehirlerinin (İstanbul, Tokyo ve San Francisco vb) sayısal ikizlerini birleştirmek mekansal gelişimlere katkıda bulunacaktır.

Kentsel Sorunların belirlenmesi ve çözümü: Şehirlerin ve vatandaşlarının sayısal ikizleri, vatandaşların deneyimlerini, kültürlerini, değerlerini, arzularını ve şikayetlerini anonim olarak toplamak için kullanılabilir. Bu sayısal ikizler, genellikle farkedilmeyen tehlikeli kavşaklar ve yüksek kaza oranına sahip alanlar gibi şehirlerdeki sorunları tespit etmek ve topluluklar için optimize edilmiş çözümler bulmak için kullanılabilir. Ayrıca sayısal ikizler, diğer şehirlerle sinerji yaratmak ve daha zengin şehirler inşa etmek için yeni işbirlikçi ilişkilere yol açan benzerliklerle veya birbirini tamamlayıcı ve beklenmedik kombinasyonlarla “kardeş şehirler” oluşturmak için de kullanılabilir.

Hastalıkların teşhisi ve kontrolü: Ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıkla mücadele etmek için, okulların kapanması ya da uzaktan eğitime geçilmesi hakkında kararlar verme, ulaşım ve insan akışlarını kontrol etme, ve en uygun hastanelerin otomatik olarak aranmasını ve rezervasyonunu sağlayarak salgının gerçek zamanlı aktif kontrolünü mümkün kılmak ve enfeksiyonun yayılımını doğru bir şekilde tahmin etmek için insanların aktivite ve ilişki modellerini eşleştiren sayısal ikizler ile siber uzayda coğrafi ve ulaşım bilgilerini birleştirerek sanal toplumlar oluşturulabilir. (Tam da günümüzdeki Coronavirüs salgını için güzel bir örnek)

Çok yönlü kişisel karar verme: Kişisel sayısal ikizler özellikle çalışma saatlerindeki aktivitelerini programlayarak iş hayatında çalışanlara oldukça yararlar sağlayacaktır. Ayrıca kişilerin sayısal ikizleri çoğaltılabilir, böylece çeşitli sorunların çözümlerini ortaya çıkarmak için gerçek dünyadaki benliğiniz ve değiştirilmiş sayısal ikiziniz arasında diyaloğa giren ve çeşitli durumlar veya önceden tahmin edilen bilgiye göre kendi geçmiş kişiliğinizin sayısal versiyonunu değiştirebilirsiniz. Dahası, sayısal ikizlerinizin bazıları, göremeyeceğiniz çözümleri veya perspektifleri keşfetmek için siber alanda süper yüksek hızda birbirleriyle tartışmaya girebilir.

Yukarıda bahsetmiş olduğum Japon NTT Şirketinin mobil telekom operatörü olan NTT DOCOMO 2020’nin Ocak ayı sonunda, 2030 yılı itibariyle ticari bir açılışa hedeflenmiş olarak, 6G teknolojisinde lider konuma geçmek üzere bir strateji oluşturmaya başladığını duyurdu. 10 yıl önce de yani 2010 yılında 5G araştırmasına başlayan NTT DOCOMO yaptığı açıklamada, 6G çalışmalarının çeşitli paydaşlarla birlikte hükümet, sanayi ve akademik çevreler arasındaki iş birliğini de geliştireceğini söyledi.

Diğer yandan Japon İçişleri ve Haberleşme Bakanlığı ortak bir hükümet-sivil araştırma topluluğu kurmayı planlıyor. Zaten Japon Hükümetinin 2030 yılına kadar “5G sonrası” teknolojisi için planlar hazırladığına dair raporlar bulunmaktaydı. Bu amaçla düzenlenecek panel, özel sektör ve akademi temsilcilerini içerecek ve 6G fırsatlarını ve zorluklarını anlamak için çeşitli endüstrilerden de fikir alacak (darısı ülkemizin başına). Geçtiğimiz yıl da, Japon hükümeti 6G teknolojisinde özel sektör araştırmalarını teşvik etmek için 2 Milyar $’lık destek sözü vermişti. Görüyorsunuz sevgili okurlar bizim ülkemiz kaynaklarını nereye, onlar nereye harcıyor, böyle bir durumda kimin teknolojide lider olacağını anlamak hiç de zor değil.