HEDEFLERİMİZ NE KADAR GERÇEKÇİ?

1945 yılından bugüne kadar ortalama 6-7 yılda bir gerçekleştirilen Ulaştırma ve Haberleşme Şurası’nın sonuncusu 5-7 Eylül 2013 tarihinde gerçekleştirilmişti. Bugüne kadar 11 kez gerçekleştirilen şuranın 12.si Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca (UAB) 6-8 Ekim 2021 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası’nın çalışmaları, sektörlerin geleceğe yönelik stratejileri ve hedeflerini ortak akıl çerçevesinde belirlemek üzere kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra özel sektör, üniversite ve sivil toplum kuruluş temsilcilerinin, yani tüm paydaşların katkılarıyla hazırlanmak üzere başladı. Haberleşme Çalışma gruplarınca değişik alt başlıklardaki konularla ilgili olarak belirlenen zaman takvimine uygun şekilde çalışmalar sürdürülüyor. UAB Haberleşme Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde Haberleşme ve Posta başlığı altındaki çalışma gruplarınca 11.Şura kararlarıyla ilgili gelişmelerin gözden geçirilmesi, sektörün ülkemiz ve dünyadaki son durumu, sorunları ve darboğazları, sektörün dünya ve ülkemizde geleceğine yönelik beklenti ve öngörüleri ile uluslararası vizyonuyla uyumlu önceliklerinin belirlenmesi, 2023 ve 2035 yıllarına yönelik hedefler, politikalar, öneriler ve projelerin ayrı ayrı belirlenmesi ve 2053 yılına yönelik olarak da vizyonun ortaya konulması amaçlanıyor.

Ben de bu çalışmalara katkı vermek üzere 2013 yılında yayınlanmış olan 11. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Şurası’nın Haberleşme Çalışma Grubu raporunu öncelikle inceleyerek o dönemde konulan hedeflerin neresinde olduğumuzu görmek istedim.

Raporun “5.Hedefler, Politikalar ve Projeler” başlığı altındaki “5.1 Haberleşme Sektörüne İlişkin Hedefler ve Politikalar” alt başlığında belirtilen 54 hedeften benim takip ettiğim ve katkıda bulunabileceğim hedeflerden bazılarından sadece 3’ünü; 2023 için ne planlamışız ve 2020 yılı sonu itibariyle mevcut durumu irdelemek istedim. Ki bundan sonraki hedeflerimizin daha gerçekçi olarak belirlenmesine katkı verelim. Hepimizin bildiği üzere hedefler, mevcut koşullar ve gelecekteki beklentilere uygun olarak makul düzeyde belli bir gerçekliğe dayanılarak erişilebilecek olmalıdır ki sonraki dönemler için bir umutsuzluk ve motivasyon kaybına neden olmasın.

  1. İlk sıradaki Bilgi ve iletişim Teknolojileri (BIT) sektörünün Gayri Safi Milli Hasılanın (GSMH) %10’una erişmesi hedefinde 160 Milyar dolarlık bir sektör büyüklüğüne erişerek sektörün milli gelirde %10’luk pay alması hedefi kulağa çok güzel gelmekle birlikte o tarihlerdeki durumu bilen bir kişi olarak bunun mümkün olamayacağını bildiğimden konuyla ilgili önceki yazılarımda bunu belirtmiştim.

2013 -2020 yılları için TÜBİSAD Bilgi İletişim Teknolojileri Sektör Pazar verileri raporlarındaki rakamlarla, Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılası rakamlarını yıllar itibariyle ve oranı inceleyelim.

Bu rakamlara göre hem ülkemizin dolar bazlı GSMH’sı hem de BIT sektörü Pazar büyüklüğünde hedefe erişmek bir yana yaklaşık %25’lik bir gerileme görülüyor. Yani diyeceğim şudur ki gerçekleşme rakamları ışığında 2023 yılında 160 milyar dolarlık ve milli gelirde %10’luk hedeften ne kadar uzak olduğumuz, hedefe erişebilmenin imkansızlığı ortadayken aynı rakamları koymak yerine bugünkü realitenin göz önüne alınarak daha gerçekçi hedeflerin konulması gerekir diye düşünüyorum. Çünkü 7 yıldan bu yana halen yüzde 3,5 oranına sabitlemiş görünüyoruz. Gerçi devlet kayıtlarına girmiş bu rakamın aşağı doğru revize edilebilmesi de ayrı bir muamma.

  1. 6. sıradaki “Sektörde Uygulanan Vergi ve Diğer Mali Yükümlülüklerin Azaltılması” konusunda da bir ilerleme sağlanamadığı ortadayken Türk insanı pahalı hizmet almaya devam ediyor. Özellikle 1999 depremi sonrası konulan Özel İletişim Vergisi’nin (ÖİV) 20 yıldan uzun zamandan bu yana depremle ilgili olmayan harcamalarda kullanılmak üzere bütçede artık kalıcı olarak yer aldığı görülüyor. Hatta en son 29 Ocak 2021 tarihinde, büyük mücadeleler sonucunda %7,5’a indirilmiş olan, ÖİV’nin %10’a çıkarılması bu konudaki niyeti ortaya koymaktadır. Yani şirketler üzerinden bütçeye dolaylı vergi olarak vatandaşlardan katkı almaya devam.
  2. 9. sıradaki “Genişbant İnternet Kullanımının Yaygınlaştırılması” başlığındaki açıklamalar göre 16-74 yaş aralığındaki nüfusun %80’inin geniş bant internet kullanması hedefi de bugünkü şartlar göz önüne alındığında erişilmesi son derece zor görünen diğer bir husus olarak göze çarpıyor. Zira geçen ayki yazımızda da bahsettiğimiz üzere yine aynı Bakanlıkça 2017 yılında hazırlanıp Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Ulusal Genişbant Strateji ve Eylem Planı 2017-2020” ile ilgili olarak neler yapıldığına ilişkin bakanlıktan bir geri dönüş beklenmektedir. Yani bu konuda sektörün merakı devam etmektedir. Çünkü bu raporda da Şura kararlarına paralel olarak yapılması gerekenler net bir şekilde yazılmış olmasına ve üzerinden zaman geçmesine rağmen olumlu bir adım atılmadığı herkes tarafından görülmektedir. Marifetin çok güzel raporlar hazırlayarak onları raflarda tutmak değil içeriğinin hayata geçirilmesi gerektiğini yani sorunların ortadan kaldırılarak ülke ekonomisine katkı sağlayacak projelerin uygulanması olduğunu umarım bir gün görebileceğiz.

BTK’nın her 3 ayda bir yayınladığı Pazar raporlarına göre 2014 yılının 3. Çeyrek sonu ülkemizdeki fiber uzunluğu; Türk Telekom’un 123.726 km.si ana omurga olmak üzere toplam 186.723 km iken alternatif işletmecilerin 52.801 km fiber şebekeleri olmak üzere toplam 239.524 km. BTK’nın yayınladığı en son raporunda 2020 yılının yine 3. Çeyrek rakamlarına göre, Türk Telekom un 126.185 km.si ana omurga olmak üzere 321.499 km, alternatif işletmecilerin de 91.810 km olmak üzere toplam 413.409 km fiber ağımız var. 2014-2020 yılındaki geniş bant internet altyapısındaki ilerlemeyi göz önüne aldığımızda %80’lik hedef rakamına erişilmesinin ne kadar zor olduğu görülmektedir.

Genişbant internet kullanımının yaygınlaştırılması için ülke genelinde fiber optik altyapıların oluşturulmasının en önemli husus olduğu sorumlu kişiler tarafından dile getirilmesine rağmen geçmiş yılların gerçekleşme rakamları hiç bunu göstermiyor maalesef. Her yıl ortalama fiber hat uzunluğumuz %10 mertebesinde artmış .Yani kaplumbağa hızında bir ilerleme.

2013 yılındaki Şura raporunda sektörle ilgili olarak konulan 54 hedeften sadece 3’ü için yaptığım bu çalışmada kimseyi karalamak veya hedefe koymak gibi bir amacım yok tabii ki. Benim beklentim ve amacım, sektörün tüm paydaşlarının katkılarıyla 12.Şura için hazırlanacak raporların, önceki konulan hedeflerin ne kadar uzağında olduğumuz ortada iken bu yıl hazırlanacak olan raporların önceki hedeflerden bağımsız olarak, günümüz koşulları göz önüne alınmak suretiyle daha gerçekçi hazırlanması gerektiğini ortaya koymaktır.

Sadece bu üç hedefe erişilmesinin yolu diğer 54 hedeften en azından bir kısmımın gerçekleştirilmesi ile mümkün olabileceğini görmemek mümkün değil. Zira hepsi birbiriyle direkt bağlantılı işlerdir. Bunun için hedefe erişmenin, bir mühendis mantığı içerisinde, ara işlemlerde ne zaman neleri yapacağımızı adım adım belirleyerek ve hayat geçirerek mümkün olacağını peşinen kabul etmemiz gerekir. Yani metodolojiyi doğru koymamız öncelik olmalı. Gelecek yazımızda, şuranın metodolojisinin nasıl olması gerektiği konusunu ele alacağız.