ICT Yayın Grubu’nun 100. Sayısında da yer almak Teknokent dosya çalışmasının ilk başladığı gün kadar heyecan verici.

2012 yılında Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Pehlivan tarafından sahiplenip onaylanarak hazırlanmaya başlanan Teknokent Dosya Çalışması “Teknokentlerde Neler Oluyor” başlıklı çalışma Teknokentlerin soluğu oldu.

Bugüne kadar Ankara’dan İstanbul’a, İzmir’den Mersin’e, Kayseri’den Erzurum’a kadar Türkiye’nin dört bir köşesinde yer alan teknokentlere ulaşıldı. Yüzlerce firma yönetici ile görüşme gerçekleştirildi. Neredeyse bütün Teknokent Yönetici Şirketleri ile bir araya gelindi.

Yürüttüğümüz çalışmanın bu noktalara gelmesi de kolay olmadı tabi.

Öncelikle Teknokent Yöneticilerine ulaşarak derdimizi anlatmamız gerekiyordu.

Kolay olmadı.

Şirketlere ulaşmamız gerekiyordu.

Kolay olmadı.

Regülasyon kurumuna ulaşmamız gerekiyordu.

Kolay olmadı.

Mentörlere ulaşmamız gerekiyordu.

Kolay olmadı.

Bugün geldiğimiz noktada, hiçbir adımı kolay olmayan çalışma, Teknokent ile uzaktan yakından yolları kesişen bütün taraflar için kesişim noktası haline geldi.

2012 ile 2015 yılları arasında bizzat yürüttüğüm “Teknokentlerde Neler Oluyor” dosya çalışmasında en çok zorlandığım konu gerek yönetici şirketlere gerekse de yönetici şirket bünyesinde yer alan Ar-Ge firmalarına bu çalışmanın gönüllü, hiçbir bedel istemeksizin yürütüldüğünü anlatmak oldu.

2018 yılının ilk çeyreğinde dönüp arkaya baktığımda iki güzel şey görüyorum 2012 yılına dair. Birincisi can parçam Kızım Nidal, ikincisi ise kızımla aynı yıl doğan Teknokent Dosya çalışması.

İkisi de büyüyerek hayatlarına devam ediyor. Dosya çalışması farkındalık yaratıyor. Teknokentler evriliyor.

Teknokentler ile ilgili olarak puzzle’ın bütün parçalarında yer almış bulunuyorum. Firmalar, Yönetici Şirketler, Teknoloji Transfer Ofisleri gibi… Çok yakın bir dönemde Teknokentlerin nasıl nereye evrildiği ile ilgili olarak, “Emlakçılıktan Yüzdeciliğe” başlıklı bir yazı dizisi kaleme almayı düşünüyorum.

Yazıma son verirken kendi adıma 2010-2015 yılları arasında Kamu Kurum Kuruluşları başta olmak üzere Türkiye’nin hemen hemen her noktasında yer alan Teknokentler ile bir araya gelmemi sağlayan, Teknokentlerde yer alan şirketler için ise seslerinin duyurulmasında inanılmaz katkıları olan ICT Yayın Grubuna bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.