İnceleyebildiğim kadarıyla ülkemizde henüz 6G ile ilgili herhangi bir çalışma ve faaliyet bulunmamaktadır. Buna karşın dünyanın bir çok ülkesinde bu konuda oldukça büyük kaynaklar kullanılarak üniversiteler, kamu ve özel kurumlar, operatörler, üreticeler ve enstitüler aracılığıyla önemli Ar-Ge faaliyetleri yürütülmektedir. Ben en azında bu alanda en güncel olarak, hangi ülkede kimlerin ne gibi çalışmalar yaptıklarını öğrenmek ve siz değerli okurlarımıza bu bilgileri sunmanın bile ülkemiz açısından yararlı olacağını düşünüyorum. Bu amaçla haziran ayı için yazımı bu konuya ayırdım.
Haydi gelin şimdi birlikte 6G teknolojisi için Dünyada yapılan Ar-Ge çalışmalarının bazılarına birlikte bir göz atalım.
2020 yılının Mayıs ayında, Çinli üretici ZTE ile China Unicom 6G teknolojilerinin gelişimi için bir anlaşma yaptılar.
Anlaşma şartları uyarınca, ZTE ve China Unicom, uydu şebekeleri, nesnelerin interneti (IoT), araçların interneti ve endüstriyel IoT ile 6G’nin derinlemesine entegrasyonunu aktif bir şekilde teşvik ederken, 6G teknolojik yenilik ve standartları konusunda işbirliği yapacaklar.
Daha da ötesi, iki taraf üç boyutlu bağlantı, terahertz haberleşmesi, tümleşik haberleşme ve algılama dahil, 6G’nin potansiyel anahtar teknolojileri konusunda ortak araştırma gerçekleştirecekler. ZTE ve China Unicom, 1 Tbps'lik en yüksek veri hızı gibi, kullanıcı deneyimi 20 Gbps veri hızı ve 100 Gbps / m3 hacimsel trafik kapasitesi ile 6G şebeke performansı hedeflerine ulaşmak için hem doğrulama testleri hem de prototip oluşturma denemeleri yoluyla bu teknolojilerin uygulanabilirliğini göstermeye çalışacaklar.
Kasım 2020, İngiliz Surrey Üniversitesi, 6. Nesil Yenilik Merkezini (6GIC) açtı.
Üniversite, yeni merkezin fiziksel ve sanal dünyaları bir araya getiren ve ışınlanmayı (teleportation) mümkün kılan gelişmiş telekomünikasyon mühendisliğine odaklanan küresel bir araştırma merkezi olmayı hedeflediğini söyledi.
Surrey Üniversitesi 6GIC Proje Direktörü Prof. Rahim Tafazolli; “Bizim sektör ortaklarımıza göre bir mobil hizmet olarak her zamankinden daha yüksek frekans spektrum bandında her zamankinden daha yüksek veri hızları gibi bir geleneksel yaklaşım artık sona ermiştir”, diye beyanatta bulunarak şöyle devam ediyor, “büyük küresel zorlukları ele alan heyecan verici yeni hizmetleri harekete geçiren tamamen yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var." Bu konuda Surrey Üniversitesi teknik bir doküman yayınlamış. Bu dokümanda, üniversitesi, 6GIC'nin takip edeceği iki araştırma konusunu ortaya koyuyor:
-Ortam bilgisi: İnsan duyularını ortam ve uzak veri ile birbirine bağlayan sayısal hizmetlerin yeni bir düzeyini mümkün kılmak için kablosuz teknolojiler, çoğrafi konum ve yüksek çözünürlüklü algılamanın, entegrasyonuyla güçlendirilmiş fiziksel ve sanal dünyaların bir birleşimi.
-Her yerde bulunan kapsama alanı: Bina içi kapsama alanını önemli ölçüde iyileştirerek ve akıllı yüzeyler kullanarak ve 6G hizmetlerini her yerde geçerli kılan uydu teknolojisini araştırmak suretiyle sayısal uçurumun geçmişte kalmasını sağlamak.
6GIC ekibi, 6G’nin keşfiyle ilgili çalışmalarına başlamasının yanı sıra, 5G’nin tam potansiyeline erişmesini sağlamak için de önemli araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürütmektedir.
Aralık 2020, Nokia Avrupa Komisyonu’nun 6G araştırma inisiyatifine liderlik ediyor.
Nokia, henüz standartlaştırılmamış olan 6G için genel vizyonu yönlendirecek olan araştırmaya ait Avrupa Komisyonu’nun “6G flagship” girişimi olan Hexa-X projesine liderlik edeceğini duyurdu.
Hexa-X projesi resmi olarak 12 Ocak 2021 tarihinde başlamış olup, projenin süresi 2.5 yıl olarak planlanmış.
Projenin hedefleri, temel 6G teknoloji sağlayıcılarını bütünleştiren akıllı bir yapı için yeni bir mimari tanımlama ve temel 6G teknolojilerini geliştirme, özel 6G kullanım durumları ve senaryolarını yaratmayı içerecektir. Projenin teknik yönetim rolünü üstlenecek olan Ericsson’un yanında projenin diğer üyeleri olarak Atos, Intel, Orange, Siemens, TIM ve Telefonica yer alacaktır.
Finli satıcı, Nokia Bell Labs'ın 6G'yi içerecek temel teknolojileri zaten araştırmakta olduğunu belirtti. Nokia, mobil nesiller arasındaki tipik 10 yıllık döngüyü takiben 6G sistemlerinin 2030 yılına kadar ticarileşeceğini tahmin etmekte.
Nokia Bell Labs, Erişim ve Cihaz Araştırma Başkanı Peter Vetter, "Yeni standartların yayınlanması ile birlikte 5G'de hala çok fazla yenilik olmasına rağmen, araştırma laboratuvarımızda 6G üzerinde çalışmaya başladık" demiştir. Peter Vetter sözlerine şöyle devam etmiştir; “6G çağında sadece insanların makinelere değil, ayrıca insanların sayısal dünya ile de bağlanacağı uygulamaları göreceğiz. Böylesine güvenli ve özel bir bağlantı, önleyici sağlık hizmetleri hatta niyetlerimizi sezgisel olarak anlayan, fiziksel dünya ile etkileşimlerimizi daha verimli hale getiren ve ihtiyaçlarımızı tahmin eden altıncı his ile bir 6G şebekesi oluşturmak için kullanılabilir ve böylece verimliliğimiz daha da artabilir.”
Hexa-X'e ek olarak Nokia, Finlandiya Akademisi tarafından finanse edilen ve Oulu Üniversitesi tarafından yönetilen ulusal bir 6G programı olan 6Genesis ve Avrupa Akıllı Şebekeleri ve Hizmetleri gibi diğer Avrupa’nın 6G araştırma girişimlerinde de aktif olarak yer almaktadır. Burada temel amaç Avrupa endüstrisinin sayısallaşmasını hızlandırırken, yeni nesil şebeke teknolojileri ve hizmetlerinin geliştirilmesi ve konuşlandırılması için Avrupa liderliğini sağlamlaştırmaktır.
Bu yılın başlarında, Güney Kore hükümeti 2026'da henüz standartlaştırılmamış 6G mobil hizmetler için bir pilot proje başlatmayı hedeflediğini söyledi. Güney Kore Hükümeti 6G hizmetlerinin 2028-2030 yılları arasında ticari olarak başlatılmasını hedeflemektedir. Kore Hükümetinin, temel 6G teknolojisini gerçekleştirmek için 2021 ile 2026 yılları arasında toplam 169 milyon $’lık yatırım yapmayı düşünmektedir.
Ocak 2021, Japon Hükümeti 6G Ar-Ge’si için 482 Milyon $ ayırdı.
Japon Haber Ajansı Jiji Press'in bildirdiğine göre, Japon hükümeti 6G gelişmiş kablosuz iletişim hizmetlerinde araştırma ve geliştirmeyi teşvik etmek amacıyla 50 Milyar Yen (482 milyon $) tahsis edecek.
Rapora göre Japon Hükümeti, telekomünikasyon alanında diğer ülkeler arasında lider bir konum elde etmek için 6G araştırma ve geliştirmesinde kamu-özel işbirliğini artırmayı umuyor.
Japonya, 50 Milyar Yen’lik bu tutarın 30 Milyar Yen’ini 6G alanındaki araştırma ve geliştirmeyi desteklemek için kullanmayı planlıyor. Hükümet, ülkenin haberleşme bakanlığı ile bağları olan Ulusal Bilgi ve İletişim Teknolojileri Enstitüsü aracılığıyla bu tür çalışmaları özel şirketlere ve üniversitelere yaptırmayı düşünüyor. İşte sevgili okurlarımız Ar-Ge konusunda hükümetlerin üniversiteleri ve özel firmaları desteklemesi ve finanse etmesi bu yollarla gerçekleştirilmelidir.
Japon Hükümeti ayrıca şirketlerin ve diğer tarafların geliştirdiği teknolojileri test etmek maksadıyla kullanılacak bir tesis inşa etmek için de kalan 20 Milyar Yen’i harcayacakmış. Japonya, 2030'da bu yeni kablosuz hizmetleri başlatmak amacıyla 6G sistemi için temel teknolojileri 2025 yılına kadar geliştirmeyi planlıyor.
2 Şubat 2021 tarihli bir habere göre Japonya’nın Osaka Üniversitesinde sıkıştırılmamış 8K video görüntüsüyle 6G sunumu yapıldı.
Araştırmacılar, havadan 48 Gbps veri hızında sıkıştırılmamış 8K ultra-yüksek çözünürlüklü (UHD) görüntüyü, 300 GHz terahertz dalgalarını kullanarak transfer etmek için kablosuz teknolojileri geliştirme konusunda bazı adımlar attı.
Mevcut 5G sistemi ötesinde olan-yeni nesil 6G mobil haberleşme standartının, düşük gecikme ve düşük güç tüketimi ile 8K ve diğer UHD videoları iletmesi beklenilmektedir.
Normalde UHD videonun veri hızının yüksek olması nedeniyle, mikrodalga ya da milimetrik dalgalar kullanılarak kablosuz olarak iletilmesi için verinin sıkıştırılması gereklidir, bunun sonucu olarak da hem gecikme ve hem de güç tüketimi artmaktadır.
Araştırmacılar, bir lazer çiftinin çıkışını modüle ederek iki kanallı bir terahertz vericisi (Tx) yapılandırmışlardır. Daha sonra bir yoğunluk modülatörü (Işığın yoğunluğunu - daha doğrusu optik gücünü - modüle edebilen optik modülatörler) kullanarak 8K video sinyal kaynağı göndermişler ve ultra hızlı bir fotodiyot kullanarak bunu terahertz dalgalarına dönüştürmüşlerdir.
Bu araştırmanın lideri konumundaki Masayuki Fujita, "genel olarak, bu tür ultra yüksek hızlı veri aktarım deneyleri, çevrim-dışı veya çevrim-içi sayısal sinyal işlemeyi kullanan yüksek güç tüketimine sahip karmaşık bir sistem aracılığıyla çok düzeyli modülasyonlar kullanılarak gerçekleştirilir" demiştir.
“Başarılarımız, terahertz dalgalarının yararlığını göstermekte ve 5G’nin ötesinde ve nihai olarak 6G’nin gerçekleştirilmesi için araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin hızlanmasını sağlayacaktır. UHD için bu tür sıkıştırılmamış kablosuz iletim teknolojisi, toplumsal konularla doğrudan ilgili olan uzaktan-sağlık ve çalışma gibi etkinliklerin kalitesini artıracak ve UHD videonun big-data kullanımıyla fiziksel-siber füzyonun gelişimine öncülük edecektir” diye devam etmiştir, Masayuki Fujita.
Almanya’da Fraunhofer Enstitüsü Şubat 2021’de 6G araştırma projesini başlattı.
Beş Fraunhofer Enstitüsü, Fraunhofer Tümleşik Devreler Enstitüsü liderliği altında 6G teknolojisi ile ilgili araştırma faaliyetlerini yürütmek için iş birliğine gitmişlerdir. 6G Sentinel adı verilen projeyle, araştırma enstitülerinin amacı gelecek 6G mobil haberleşme standartı için önemli teknolojileri geliştirmektir.
Enstitü ayrıca, 6G'nin mevcut mobil iletişim teknolojilerinin sistematik olarak daha da geliştirilmesi üzerine inşa edileceğini ve aynı zamanda 100 GHz üzerindeki terahertz frekanslarının kullanımı gibi yepyeni olasılıklar açacağını ve bu da sanal gerçeklik, dijital ikizler ve otonom sürüş gibi uygulamalar için gerekli olan son derece yüksek veri çıkışlarını kolaylaştıracağını vurguladı.
Bunun için, 6G Sentinel'de yer alan araştırmacılar, 100 ile 300 GHz arasındaki frekans aralığı için radyo kanalı modellerinin ve bağlantı seviyesi simülatörlerinin geliştirilmesi üzerinde çalışıyorlar. Araştırmacılar ayrıca, son derece tümleşik bir terahertz iletim modülünün prototipini ve mobil THz bağlantılarını göstermek için uygun bir iletim yöntemini geliştirmeyi planlıyorlar.
Projenin ikinci amacı, şebekelerin esnek tasarımını uygulama ve mevcut çalışma koşullarına uygun hale getirme imkanı sağlayan yazılım çözümlerinin geliştirilmesi olacaktır. Ayrıca proje grubu, 6G şebeke mimarisini oluşturmak ve 6G şebekelerinde daha da hassas konumlandırma için teknolojiler geliştirmeyi hedeflemektedir. Daha yüksek iletim hızları elde etmek için, 6G sistemi genellikle çok küçük hücreler, THz frekanslarının kullanımı ve tümleşik hüzme oluşturma sistemleri (kitlesel MIMO) vasıtasıyla antenlerin konuşlandırılması ile karakterize edilecektir.
2021 Şubat, Fransız Enstitüsü pan-Avrupa 6G araştırma projesini başlattı.
Fransız Elektronik ve Bilgi Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (CEA-Leti), gelecek nesil kablosuz bağlantı için yeni bir Avrupa Birliği “6G” araştırma projesini duyurdu.
RISE-6G adı verilen bu projede, kablosuz yayılma ortamının programlanabilir kontrolünü ve şekillendirilmesini sağlayacak Yeniden Yapılandırılabilir Akıllı Yüzeylere (RIS: Reconfigurable Intelligent Surface) dayalı akıllı ve enerji açısından sürdürülebilir teknolojik gelişmeler tasarlanacak, prototip oluşturulacak ve test edilecektir.
Bu yüzeyler, duvarlar, tavanlar, aynalar ve elektrikli aletler gibi çevredeki nesneleri kaplamak için diyot bazlı antenler veya meta-malzemeler olabilecektir. Enstitü, bunların aktif radyo frekansı (RF) unsurlarıyla donatıldıklarında kitlesel erişim için yeniden yapılandırılabilir reflektörler veya alıcı-vericiler olarak çalışacaklarını ifade etmiştir.
CEA-Leti’de, RISE-6G proje koordinatörü ve 6G gelecekteki kablosuz araştırma müdürü olan Emilio Calvanese Strinati, "Misyonumuz, yerel, kısa ve enerji açısından verimli, yüksek kapasiteli heberleşme için kablosuz iletişimi dinamik olarak kontrol ederek bu yıkıcı yeni konsepti kablosuz ortam için bir hizmet olarak sağlamaktır, diyerek şöyle devam etmiştir, "sistem aynı zamanda, spektrum kullanımı ve kısıtlanmış elektromanyetik alan (EMF) emisyonları ile ilgili belirli düzenlemelere uyum sağlarken, gizli dinlemelere karşı güvenlik garantisi ve enerji verimliliği, yer belirleme doğruluğu da sağlayacaktır."
Akıllı Yüzeyler tarafından sağlanan ölçeklenebilir, akıllı, kablosuz bağlantı yaklaşımını gösterme hedefinin bir parçası olarak, pan-Avrupa projesi, temel donanım yapı taşlarının tasarımını ve bunların gelecekteki 5G Ötesi/ 6G şebekelerinin entegrasyonunu ele alacaktır.
Bunları başarmak için, RISE-6G’nin hedefleri şunlardır:
-çoklu yeniden konfigüre edilebilir akıllı yüzeyleri içeren yeni şebeke mimarileri ve işletme stratejilerini tanımlamak,
-önerilen gerçekçi ve doğrulanmış radyo dalgası yayılma modellerinden yararlanarak yeni sistemin temel sınırlarını karakterize etmek,
-dinamik olarak programlanabilir kablosuz propagasyon ortamlarına dayalı yüksek-kapasitede bağlantı, enerji verimliliği, elektromagnetik alan emisyonu ve hassas yer belirme arasında çevrim-içi ticareti mümkün kılan çözümler dizayn etmek.
Evet sevgili okurlarımız 6G teknolojileri için değişik ülkelerde yapılan son güncel Ar-Ge çalışmalarının bir kısmını sizlere anlatmaya çalıştım bu yazımda, sonuçta ne diyelim “darısı bizim ülkemizin başına..”