Cumhuriyet kurulduğundan bu yana ülkemizin ne kadar birikmiş sermayesi var, şahsen ben bilmiyorum. Bu birikmiş sermayeden kasıt sadece nakit sermaye anlaşılmasın. Gerçi onu da yönetecek, idare edecek, topluma eşit ve liyakatli şekilde ulaştıracak ehil insanlar lazım. Yani herhangi bir mal da sermayedir. Sermaye denilince kültürel sermaye sanıyorum diğer hepsinden daha önemli olsa gerek. Yani sizin toplum olarak birçok alanda edinmiş olduğunuz davranışlar manzumesi…
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank, geçen ay organize sanayi bölgeleriyle ilgili bir etkinlikte yaptığı konuşma dikkatimizi çekti. Diyeceksiniz ki ne var bunda bakanlarımız birçok konuda sürekli açıklama yapıyor. Doğru ama Sayın Varank’ın bu açıklaması ve kararlı bir tutum ortaya koyması son derece önemliydi. Özetlemek gerekirse Sayın Bakan, “Organize Sanayi Bölgeleri’nin birer ticarethane olmadığını, eğer OSB’ler sanayiciye hizmet etmek ve üreticiyi desteklemek için varsa buna uygun hareket etmesi ayrıca OSB’lerin kasasındaki paraları sanayicilerin üzerindeki maliyetleri düşürmek için kullanması gerektiğini” belirtiyor.
Sayın Bakanın bu sözlerini neden bu kadar önemsedik. Esas konu bu? Çünkü ülkemizde her il ve ilçede Sanayi ve Ticaret Odası bulunuyor. Yasal olarak bu odalardan birine üye olmak zorundasınız. Üye olmanız demek her yıl düzenli bir aidat ödemeniz anlamına geliyor. Üye oluyor olmanız sizin hizmet aldığınız anlamına gelmiyor. Bu odalarımızın genel itibari ile birikmiş ciddi bir nakitleri söz konusu olsa gerek ki Sayın Bakan bu mevduatın neden üyelerine sunulmadığı ve bankada faizde tutulduğunu soruyor. Evet esas soru tam da bu. Daha önceki yazılarımızın birinde biz de konuya değinmiştik. Organize Sanayi Bölgeleri son yıllarda Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin kuruluşunda, yönetiminde yani işin içinde olmaya başladılar. Buna iyi niyetle bakarsak güzel bir gelişme. Tabii ki herkesi aynı kategoride değerlendirmiyoruz. Ancak bazı sermaye sahiplerinin önceliği girişimcilere ve startup’lara destek olmaktan ziyade başka meseleler oluyor. Bu ise hem kendileri ve hem de ülke geleceği için ciddi bir handikap oluşturuyor.
Sanıyorum önümüzdeki günlerde OSB’lerle ilgili bir kanun çalışması yapılacak. Kanun çalışmasında bilişim sektörüne dönük girişim sermayesi fonu kurulmasıyla ilgili bir düzenlemenin faydalı olacağını düşünüyoruz. Eğer bu gerçekleşirse hem organize sanayilerin Ar-Ge ve inovasyon süreçlerine katkı yapılmış olur, hem de uluslararası piyasalarda rekabet imkanları yukarıya çekilir. Bu fonun sadece OSB’ler için değil aynı zamanda Ticaret Odaları içinde zorunlu hale getirilmesi ise sektöre büyük fayda sağlayacaktır! Böylece üyesinden aldığını, üyesinin çalışmalarına destek vererek yeni bir kültürün oluşmasına öncülük edilecektir…
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı geçtiğimiz günlerde TechVadi Ankara lansmanını yaptı. Projenin paydaşları ve önemi ismine baktığınızda anlaşılıyor. Merhum Yahya Kemal’in meşhur deyişini kendimize uyarlayarak biz İstanbul’u severiz ama Ankara’ya dönüşünü… Bazı konular var ki onlara siyaset gözlüğüyle bakılması doğru olmaz. Türkiye’nin bugün teknoloji geliştirme potansiyeli en yüksek ili Ankara. Türkiye’de geliştirilen teknolojinin yarısına yakını Başkent merkezli şirketler tarafından sağlanıyor. Bunu biliyor olsaydık sanırım Bilişim Vadisi Projesi Gebze’ye gitmezdi.
ICT sektörünün nitelikli eleman ihtiyacına bakanlık ve kurumların eğiliyor olması sevindirici bir gelişme. Sektörün nitelikli elemana ulaşamıyor olması ciddi bir sorun. Bu sorun salgınla birlikte daha da gün yüzüne çıktı. Bu ihtiyacı belirgin hale getiren bir diğer etken ise yurtdışına gitmeler ve uzaktan yurtdışı çalışmalar… Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın finansal desteği ile BTK Akademi’de uzaktan eğitimlerin yanı sıra yüz yüze eğitim modelini de hayata geçirmesi yerinde olacaktır. Bunun devamında konuya duyarlılık gösteren kurumlar da yüz yüze eğitim modelini tercih edecektir. Lakin burada ki esas mesele bu eğitimlerin verilmesinden çok sürdürülebilirliği konusu olmalıdır. Çünkü Türkiye’nin geleceği bilişimde…
Salgın sürecinde YouTube platformunda ICTMEDIA tv kanalımızı oluşturmuş ve düzenli yayınlara başlamıştık. Bu yılda yeni yayın dönemini açtık ve programlarımıza yeni stüdyomuzla kaldığımız yerden devam ediyoruz. Sektörle ilgili sabah gündemi ile başlıyor, gün boyunca yaşanan gelişmeleri gün özetinde aktarıyoruz. Teknokentlerin sorunlarından, vergi konusuna, enerjiden, sektörün tartıştığı gündemlere kadar bir konuyu ekranlara taşıyoruz. Yani kanalımıza abone olarak gündemi siz de yakalamak isteyebilirsiniz…
Bu sayıda; “Teknokentler nereye koşuyor?” sorusuna cevap aradık. Teknoket yöneticileri sektörün bulunduğu yer ve geleceği hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca Hacettepe Teknokent Genel Müdürü Dr. Veysel Tiryaki ile konuyla ilgili özel bir röportaj yaptık. Tiryaki, Türkiye’nin rekabete dayalı tekno girişimcilik ekosistemini geliştirmek için önemli bir potansiyeli olduğuna dikkat çekti. Bu sayımızda ayrıca KVKK Başkanı Faruk Bilir ve Kaspersky Türkiye, Orta Doğu ve Afrika’dan Sorumlu Genel Müdürü Amir Kanaan’la yaptığımız röportajlar, özel dosya konularımız ve haberlerle yazarlarımızın değerli yorumlarını ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.