STAJ SORUMLULUĞU…

Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler, hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, ışığısınız. Memleketi aydınlığa asıl boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz; kızlar, çocuklar… Çok tanıdık, hepimizin dimağında olan Atatürk’ün veciz sözlerinden birisi. Çocuklara bayram hediye ederken, cümlenin devamında ona görevlerde yüklüyor.

Dünya siyasi tarihinin yeni gelişmelere gebe olduğu bir dönemdeyiz. Mücadele biçimi artık eski usulde olmuyor. Üstünlükler kaba kuvvetle olmadığını son iki aydır devam eden uluslararası mücadelelerde gözlemliyoruz. Bu mücadelelerin temeli bilgi. Bilgiye sahip olup onu akıllı kullanan milletlerin öne çıktıklarını görmek mümkün.

Türkiye olarak gelecek iddialarımızı sürdürebilmemiz, bu iddialara uygun ve sürdürülebilir insan kaynağını inşa etmemiz elzem. Çünkü bilgi ve iletişim sektöründe nitelikli insan kaynağı ihtiyacımız yıllık olarak ortalama 300 bin. Üniversitelerimizden mezun olan sektörümüzün ihtiyacı olan insan kaynağı ise yaklaşık olarak 59 bin seviyelerinde. Bu rakamlar sektörde ciddi bir nitelikli eleman ihtiyacı olduğunu gösteriyor.

Tüm bunlardan hareketle pandeminin başında Hazine ve Maliye Bakanlığı bir proje başlattı. Bu projeyi geleceğe dönük, çok kıymetli bir proje olarak değerlendirmek gerekiyor. Lakin bu proje tek başına yaşadığımız nitelikli insan kaybı sorununu çözebilecek mi? Devlet bu konuda üstüne düşeni ziyadesiyle yapmaya, eksiklikleri gidermeye çalışıyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, BTK Akademi’yle bu hususta özveriyle çaba sarf ediyorlar. Burada hakkını teslim etmemiz gereken kamuda bir Genel Müdür var ki, konuyu kendisine dert edinmiş durumda. Kamu ve özel sektör demeden inisiyatif alıp bu sorunu nasıl çözümleriz derdinde. Bu gayretkeşliğinden ötürü Hazine ve Maliye Bakanlığı Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü’nü tebrik ediyoruz. Lakin gözlemlediğimiz kadarıyla bu süreçte basından istifade edilmesi kısmı eksik kalıyor.

Kelime anlamını biliyoruz ama, Fransızca kökenli bir kelime olarak “staj”ın anlamına tekrar baktım Türk Dil Kurumu Sözlüğünde: “Herhangi bir meslek edinecek olan kimsenin geçirdiği uygulamalı öğrenme dönemi.”Yani bizim anladığımız şekliyle şu denilmek isteniyor: Okulda edinilen bilgiler genellikle teoriden öteye geçmiyor. Öğrenciler okulda edindikleri teorik bilgileri sahada nasıl uygulayacakları konusunda yetersizler. Her ne kadar bazı bölümler laboratuvar çalışmaları sunsa ve öğrencilere pratik yapma imkânı verse de uygulama yapmadıklarından dolayı belli bir zaman sonra öğrendiklerini unutuyorlar. Okurken yapılan stajlar öğrencilerin bilgileri hala tazeyken pratik yapma ve bu bilgileri uygulamaya geçirme imkânını sunuyor.

Burada stajdan hareketle sahadaki bir uygulamayı kendisine dert edinen ve kendi insan kaynağını kendisi çözen bir uygulamayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ankara merkezli bu firmamız Anadolu’da üniversitelerin ilgili bölümlerine giderek onlarla mutabık kaldıkları müfredat dahil birçok süreci konuşup ilgili bölümden yıllık bir stajyer programını devreye alıyor. Müfredata uygun eğitim sürecini kendi çalışanları ile destekleyerek sahadaki tecrübeyi öğrencilere aktarıyor. Sonrasında ise okul ve staj süreci başarılı olanları hem işe alım ve burs sürecinde destekliyor. Burada çok kısa ve yüzeysel olarak aktardığım bu süreç aslında dertlendiğimiz konularda bir çözüm sunuyor. Aksiyon alıp model oluşturursak demek ki sorunlarımızı çözebiliriz. Hani meşhur bir söz vardır ya “Her şeyi devletten beklemeye gerek yok…” Atatürk’ün çocuklara ve gençlere işaret ettiği gibi; kurumlar, firmalar olarak sorumlu davrandığımızda tüm sorunların üstesinden çok rahat gelebiliriz.

Son günlerde dikkatimi çeken diğer bir konuyu da paylaşmak istiyorum. Dilimize pelesenk olan sayısallaşma (dijitalleşme). Ülke olarak sayısal teknolojileri geliştirme konusunda mahir olduğumuzu yaşanan gelişmelerden görüyoruz. Bilgisayarların hayatımıza girdiği dönemlerde bir okur yazarlık konusu vardı; “Bilgisayar Okur Yazarlığı”. Sanıyorum sayısallaşma sektörüne dair geliştirilen ürünlerin etkin kullanımı hususunda da bir okur yazarlık söz konusu olacak gibi... Buna “Sayısal Okuryazarlık” mı diyelim yoksa “Dijital Okur Yazarlık” mı?

Bu sayıda; Yeni Kimlik Kartı ve Teknolojik Uygulamaları konusunu masaya yatırdık. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Bilgi İşlem Daire Başkanı Emre Önyurt çipli yeni kimlik kartlarıyla ilgili sorularımızı cevaplandırdı. Önyurt, yeni kartlarda veri güvenliğinin en yüksek seviyede tutulduğunu söyledi. Kimlik kartlarıyla sağlanan hizmetlere teknolojik hizmet sağlayan sektörün önde gelen firmaları da Ayın Konusu dosyamıza önemli değerlendirmelerde bulundu. Yazarlarımızın değerli yazıları ve özel haberlerimizin yer aldığı Mayıs sayımızı ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.