BİR BÜTÜNÜ GÖRMEK…

Takvimlerde gece ile gündüzün eşitlendiği zamanlar vardır. Güney kutbunda altı aylık gecenin, kuzey kutbunda ise altı aylık gündüzün başlangıcıdır bu zamanlar. Kuzey yarım kürede 21 Mart İlkbahar Ekinoksu, 23 Eylül ise sonbahar Ekinoksu olarak kabul edilir. 21 Mart’ın Türk Dünyası ve Orta Asya halkları için ayrı ve özel bir anlamı vardır. Ergenekon’dan çıkış günü kabul edilen bu tarih Adriyatik’ten Çin Seddine geniş bir coğrafyada Nevruz, Sultan Nevruz ismiyle Bahar Bayramı olarak kutlanılır.

6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler ülkemizin tarihinde önemli bir milat olarak yer alacaktır. Nasıl ki 17 Ağustos 1999 yılında Gölcük merkezli depremi unutmuyorsak artık her yıl 6 Şubat’ı da unutmayacağız.

Unutmayacağız tamam da peki bu afetten ne dersler çıkardık, neler öğrendik? 10 binlerce can kaybettik, bir felakette süreç nasıl yönetilir ders aldık mı? Sektörün iletişim merkezi olarak öncelikle bizim haberleşme sektörüne dair söyleyeceklerimiz tabii ki olacaktır…

Hepimiz haberleşme sektörü ile ilgili en olumsuz ve de acımasız eleştirileri operatörlerimiz için yaptık. Bu eleştirilerimiz yerinde ve haklı eleştirilerdi. Depremin ardından yaşanan süreçte operatörlerimizin kendilerini ifade etme gayretleri de nafileydi. Herkesin acılı olduğu bir zamanda yaşanan sıkıntıları izah edemezsiniz, bu olmaz…  Operatörleri savunmak bizim görevimiz değil, ancak bazı konuları gündeme getirmek ve geçmişe dönüp bir bakmak, unutulan konuları yeniden hatırlamak da gerekiyor.

Devlette devamlılık esastır düsturunu hepimiz biliriz… 1 Kasım 2011 tarih, 28102 (mükerrer) sayılı KHK/655 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bakanlığın Adı ‘Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ adını aldı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin ardından yayınlanan 703 sayılı KHK ile bakanlığın adı “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı” olarak değiştirildi. Bugün Ulaştırma ve Altyapı gibi iki önemli görevi yerine getirmeye çalışan Bakanlığa zaman içerisinde ayrıca verilen görevler de oldu. Bu görevlerden birisi de 05.12.2008 tarihli ve B.02.0.GGM/460/02854 sayılı Başbakanlık Genelgesinde “...kamu güvenliği ve acil yardım haberleşme sistemlerinin aynı standartlarda ve tek bir altyapı üzerinden sağlanması...” şeklinde tarif edilen bir altyapının kurulması veya kurdurulması görevidir. Söz konusu genelgeyle kamu kurum ve kuruluşlarının acil yardım haberleşmesi ihtiyaçları bugünkü adıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından kurulacak bir altyapı üzerinden sağlanacağı belirtiliyordu. Kamu Güvenliği ve Acil Durum Haberleşmesi, Hükümetin 2023 hedefleri arasında da yer alıyordu. Söz konusu şebekenin 2015 yılına kadar kurulması ve her tür acil durum ve afet yönetimi için iletişim imkanlarının arttırılması öngörülüyordu.

Bu görev çerçevesinde harekete geçen Bakanlık 2013 yılında Millî Savunma Bakanlığı, o günkü adıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı’ndan Türkiye’nin tamamına hizmet verecek ve ilgili tüm ihtiyaç sahibi kurumlarca ortak kullanılacak bir Kamu Güvenliği ve Acil Durum Haberleşme şebekesi kurulmasını talep etti. Bu çerçevede baz istasyonu geliştirilmesi ve acil haberleşme sistemlerinde kullanılması için anten imaliyle ilgili olarak Savunma Sanayi Başkanlığı ile protokol imzalandı ve görevlendirmeler de yapıldı. Görevlerini yerine getirenler oldu, getiremeyenler oldu. Peki afet durumlarına yönelik anten çalışması ne durumda, bir ilerleme sağlandı mı, sonucu ne oldu bunu merak ediyoruz. Bu hatırlatmaları şunun için yapıyoruz. Operatörlerle ilgili soruşturma istenmesi tamam. Eksiklik varsa, yapılmayan işler varsa tabi ki soruşturulma açılmalı, tespit edilecek konular hakkında da gereken yapılmalı. Burada esas olan Bakanlığın soruşturma yapmadan önce sektörü kucaklaması, sahip çıkması ve yaraları sarmasına yardımcı olması gerekirdi. Sonuçta bir bütün olarak eksiğimiz nedir, nerede hatamız var denilmesi gerekmiyor mu?

6 Şubat depremlerinde ayakta kalan bir haberleşme sistemi var. ‘Jandarma Entegre Muhabere ve Bilgi Sistemi' yani kısa adıyla JEMUS… Bu sistem yeni düzenleme ve takviyelerle özellikle acil haberleşme gerektiği durumlarda kamu kurumlarının ihtiyacına yönelik olarak da değerlendirilemez mi?

İletişimin, haberleşmenin önemini depremde bir kez daha gördük. Bu nedenle son bir soru daha sormak istiyorum: Telekomünikasyon sektörünü ‘kritik alt yapı’ olarak tanımlamanın, buna göre değerlendirme yapmanın zamanı gelmedi mi?

Ey gözden uzak, gönle yakın, her şeye kadir olan Yüce Tanrım…, Karşı yatan Kara Dağ’ımız yıkılmasın, gölgelice ağaçlarımız kesilmesin, karlı buzlu akan görklü sularımız kurumasın, ektiğimiz göversin, diktiğimiz yeşersin, çevremiz ağaç, çiçek, böcek dolsun… Altın perçemli oğullarımız, sırma saçlı kızlarımız olsun, soyumuz artsın, çoğalsın, Dünya durdukça yayılsın, uzayan kol bizden olsun! Nevruz Bayramınız kutlu, yurdumuz mamur olsun..! Nevruz duasının kalan kısmını sizler tamamlayınız…

Bu sayıda; ayın konusunda afet ve acil durumlarda kesintisiz iletişim konusunu ele aldık. Sektör temsilcilerinin değerlendirme ve önerileri ile sektörün önemli şirketlerinin konuyla ilgili görüşlerini okurlarımızın dikkatine sunuyoruz. Yeni sayımızda ayrıca siber güvenlik konusunda dünyaca tanınan bir isim olan Dr. Erdal Özkaya ile siber savunma üzerine konuştuk. Oniki’nin kurucu ortakları Ziya Kızıltan ve Güven Yavuz, yapay zeka destekli teknolojisi ve yenilikçi konseptiyle öne çıkan E-Ticaret ve E-İhracat Konferansları’nı ICT MEDIA’ya anlattı. Yeni sayımızı ilgiyle okuyacağınızı umuyorum.