KRİTİK ALTYAPI…

Cemreler düştü, ilk bahar geldi. Baharla birlikte 14 Mayıs’ta Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında kaderini şekillendirecek, 13. Cumhurbaşkanını ve yeni parlamentoyu belirleyecek kritik bir seçime gidiyoruz. Ülkemiz ve milletimizin geleceğini yakından ilgilendiren bu seçimin ve sonuçlarının şimdiden hayırlı olmasını diliyoruz. Seçimleri kim kazanırsa kazansın iktidara geleceklerin bir hususa özenle riayet etmeleri gerekiyor, o da LİYAKAT. İlle de LİYAKAT, LİYAKAT, LİYAKAT…

 

6 Şubat depremleri ülkemiz ve sektörümüz için çok önemli bir meseleyi daha bizlere hatırlatmış oldu. O da kritik altyapılar konusu.

 

Nedir bu kritik altyapı? Kritik altyapılar devlet ve toplum düzeninin sağlıklı bir şekilde işlemesi için gerekli olan ve birbirleri arasında bağımlılıkları bulunan fiziksel ve sayısal sistemlerdir. Kritik altyapıların güncel kalması ve her şartlarda korunması birçok ülke gibi bizimde öncelikli konularımızdan birisi olmak zorunda. Türkiye’de bir kritik altyapı tanımı ve bu çerçevede belirlenen sektörler var mı bilmiyoruz. Ancak ülkemizde kritik altyapı alanları hangileridir diye sorulduğunda, cevap olarak akla ilk gelen sektörler; enerji, su yönetimi, finans olduğunu görüyoruz. Sanıyorum bu konuda da Haberleşme sektörüne evin danası muamelesi yapılıyor. Kritik alt yapı deyince akla ilk gelen sektörler arasında yer almıyor. 11 ili vuran son deprem bizlere bir kez daha hatırlattı ki, ülkemiz için haberleşme sektörünün kritik önemi hiçbir zaman göz ardı edilemez. O zaman haberleşme sektörü bu gerçeğe uygun şekilde önceliklendirilmeli. Planlamalar buna göre yapılmalı. Mesela deprem bölgesinde baz istasyonlarının ihtiyacı olan jeneratörler keyfi olarak sökülüp götürülmemeli.

 

Yine 6 Şubat depremleri bir konuyu daha ıskaladığımızı gözler önüne serdi. Kamunun haberleşmesi için gerekli olan altyapı... AFAD sitesinde bununla ilgili çalıştığını ve sistemlerin kurulduğunu ifade ediyor. Ancak görüldü ki yazılanla çalışan sistemler aynı değil. Bir yerde sorun var. Geçen sayıda Jandarma Entegre Muhabere ve Bilgi Sistemi (JEMUS) konusuna çok kısa da olsa değinmiştik. İyi ki JEMUS varmış, bazı kamu kurumlarının JEMUS sistemi üzerinden haberleşme sağladığını müşahede ettik.

 

Kamunun acil durumlarda haberleşebileceği bir sistem olarak JEMUS altyapısı revize edilemez mi? İhtiyaçların belirlenmesi ve sonrasında dar bant ile genişbantın entegre edilmesi suretiyle 700 Mhz bandında frekans tahsisi yapılarak hibrit bir model ortaya konulamaz mı? Yani hem bir telsiz hem de akıllı cihazların birlikte kullanılacağı bir sistem… Ticari şebekelerden bağımsız, kamu kurumları için kapalı devre geniş bant 4G bir haberleşme sistemi… JEMUS’un ülke geneline kurmuş olduğu alt yapı da bu sistemin omurgasını oluşturabilir. Geniş bant haberleşmesi için gerekli olacak 700 MHz LTE baz istasyonları ise ULAK tarafından sağlanabilir. Burada BTK’ya düşen önemli bir sorumluluk var. O da gerekli frekans tahsisini yapmak olacaktır. Bu milli meselede frekans gelirleri hiç hesaba katılmamalı. Bütün bunlar yapıldığında yıllardır bir türlü kurulamayan Kamu Güvenliği ve Acil Haberleşme ihtiyacı da hayata geçirilmiş olacaktır. Benzer sistemleri hayata geçirmiş ülkeler var. Örneğin ABD’de FirstNet kamu güvenliği amaçlı tek bir LTE ağı olarak hizmet veriyor. Ülkemizde de benzer bir sistem kurulduğunda afet ve acil durumlarda yaşanan iletişim sorunu da bertaraf edilmiş olacaktır.

 

Dijitalleşmeyle birlikte özellikle devlet eliyle sunulan hizmetler günbegün artıyor. Arşiv hizmetlerinin de elektronik ortamlara taşınması malum birçok tehdidi de beraberinde getiriyor. Türkiye e-Devlet projesini hayata geçirmeye karar verdiğinde uluslararası firmalar kendi kodlarının kullanılması yönünde çok talepkâr oldu. DPT ise o yıllarda açık kaynak kod kullanılması yönünde bir karar aldı. Bugün Türkiye olarak dünyadaki en iyi e-Devlet uygulamalarından birine sahibiz. Bu sürece ayak uyduran ve çıtayı daha da yükseklere çıkarma gayretinde olanlarda var. Hazine ve Maliye Bakanlığı sessiz sedasız bir dönüşüm gerçekleştiriyor. Bakanlık olarak birçok servislerinde açık kaynak yazılımlara geçiş yapıyor. Bunlar ICT sektörü ve ülke bağımsızlığı için çok kritik dönüşümler. Örnek olması dileğiyle elinize yüreğinize sağlık Hazine ve Maliye Bakanlığı Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü ve Sayın Dr. Cebrail Taşkın…

Başta da belirttiğimiz gibi Türkiye 14 Mayıs’ta tarihi bir seçim yapacak. Halk, sandık başına giderek yeni cumhurbaşkanı ve neticesinde yeni hükümeti belirleyecek. Seçim sonuçları, ülkemiz kadar sektörün geleceğini de şekillendirecek. Biz de bu sayıda bilişim sektörüne yeni hükümetten beklentilerini sorduk. Siyasi partilerimizin ülkemizin geleceği adına, hükümet programlarını oluştururken sektörün görüş ve önerilerini dikkate alacağını umuyoruz. Mayıs sayımızda ayrıca UNA IOT Telekomünikasyon A.Ş. CEO’su Kemalettin Şahin ile yapay zeka ve nesnelerin interneti üzerine konuştuk. Yazarlarımızın değerli yorumları ve sektörün gündemini tutan haberlerin yer aldığı yeni sayımızı ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.