Yapay Zekanın (YZ) ortaya çıkışı, eğitim de dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde bir paradigma değişimini beraberinde getirdi. YZ'nin sınıflara entegrasyonu kişiselleştirilmiş öğrenme, akıllı özel ders ve otomatik değerlendirme için yeni yollar açtı. Bununla birlikte, geleneksel eğitim sistemlerinin değeri ve YZ'nin kullanımının etik sonuçları hakkında kritik soruları da gündeme getirdi. Şahsen ben sınıflarda yapay zekaya öcü gibi bakılarak bunun üzerinden öğrencilere birer polis gibi müdahale etmeyi doğru bulmuyorum. Ancak YZ’nin olumlu yönleri olduğu gibi olumsuz yönlerinin de olduğunu düşünüyorum.
Bu yazıda, ABC Science tarafından yayınlanan "ChatGPT Sınıfları Sonsuza Dek Değiştiriyor" videosundan yola çıkarak yapay zekanın eğitim üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini incelemek istedim. 20 yılı aşkın süredir bir eğitmen ve öğretim görevlisi olarak kendi tecrübelerimi de paylaşmak istedim.
YZ Olumlu Etkiler
1. Kişiselleştirilmiş Öğrenme
Yapay zekâ, öğrencilerin öğrenme modellerini, güçlü ve zayıf yönlerini analiz ederek özelleştirilmiş bir öğrenme deneyimi sağlıyor. Eğitimcilerin öğretim yöntemlerini bireysel ihtiyaçlara göre uyarlamalarına olanak tanıyarak daha etkili ve ilgi çekici öğrenme deneyimleri sağlayabilir. Ancak bunun için eğitimcilerin YZ’nin nasıl çalıştığına, ilgili araçları nasıl kullanacaklarına çok hâkim olmaları gerekiyor.
2. Akıllı Özel Ders Sistemleri
Yapay zekâ destekli özel ders sistemleri, öğrencilerin karmaşık konularda yollarını bulmalarına yardımcı olmak için sanal asistanlar gibi hareket ederek bireyselleştirilmiş destek ve geri bildirim sağlar. İnsan öğretmenlerle birlikte çalışarak her öğrencinin başarılı olmak için ihtiyaç duyduğu ilgiyi görmesini sağlayabilirler. Özellikle GPT-4 gibi sohbet robotlarının intermodal hale gelmesi ile öğrenciler kâğıtta ya da dijitalde çözdükleri problemleri sisteme yükleyerek YZ’den öğrenim desteği alabilirler. Bunun güzel örneklerinden bir tanesi Khan Academy tarafından çıkarılacak olan Khamino isimli eğitim robotu. Öğrencilerin sorularına direkt olarak cevap vermek yerine soruları aşama aşama yapmalarını sağlayarak yönlendirme yapan bu eğitim botu eğitimde fırsat eşitliğini daha çok sağlayabilir.
3. Otomatik Değerlendirme ve Notlandırma
Yapay zekâ not vermeyi otomatikleştirebilir ve gerçek zamanlı geri bildirim sağlayarak öğretmenlerin daha katma değerli görevlere odaklanmasına olanak tanıyabilir. Ayrıca not tutarlılığı sağlar ve eğitim kurumlarında kaynak tahsisini optimize edebilir. Benim de çoğu zaman tecrübe ettiğim gibi yüzlerce öğrencinin notlarını aynı rutinlerle okumak çok fazla zaman alabiliyor. En azından sınıfın genel değerlendirmesi için GPT-4’de bulunan “code interpreter” ile profesyonel bir istatistiki analizi notlarda çok kısa süre içerisinde yapabiliyor ve ona göre daha adaletli ve doğru dağılımlı notlandırma yapabiliyorum.
4. Eleştirel Düşünme ve Problem Çözme Becerilerinin Geliştirilmesi
Üniversiteler odak noktalarını ezberden uygulamalı, etkileşimli ve eleştirel düşünme yöntemlerine kaydırıyor. Bu, dünyaya ilişkin çok yönlü bir anlayışı teşvik etmekte ve yaşam boyu öğrenmeyi desteklemektedir. Üniversite öğreniminde yıllardır kurtulamadığımız ezberci sistem artık son nefesini vermiş gözüküyor. Öğrencilere sadece bilgi soruları sorulursa YZ ile buna cevap bulmak çok kısa sürüyor. Ancak bu yöntem öğrencilerin bilişsel öğrenme süreçlerine ket vurmalarına sebep oluyor. Bu yüzden YZ’yi daha farklı ve zihin açıcı, eleştirel düşünmeye doğru götüren amaçla kullanmak çok daha değerli bir yöntem olabilir.
Olumsuz Etkiler
Çin'de sınıfta dikkati artırmak amacıyla öğrencilerin beyin dalgalarını taramak için yapay zekanın kullanılması distopik endişelere yol açıyor. Bu ağır yaklaşım müdahaleci olarak görülüyor ve mahremiyet ve etik tartışmalarına yol açıyor. Benim kendi deneyimimde en büyük etik sorun YZ’yi iyi kullanan ancak vasat olan öğrenciler ile YZ kullanmak istemeyen çalışkan öğrencilerin aldıkları notlar adaletsiz olarak dağılmaya başlıyor. YZ’nin etik kullanımının sınıf içi doğru politikalar ve öğrenciyle açık iletişim ile belirlenmesi çok önemli bir hale geliyor.
2. Kötüye Kullanım Potansiyeli
ChatGPT gibi yapay zekâ sistemleri neredeyse her soruya cevap verebiliyor ve bu da öğrencilerin ödevlerini tamamlamak için potansiyel olarak kötüye kullanmalarına yol açıyor. Bu durum, YZ metin oluşturucuları ve detektörleri arasında akademik çalışmaların bütünlüğünü sorgulayan bir silahlanma yarışına yol açmıştır. Artık hemen hemen her akademik makale ve raporda YZ kullanılıyor. Araç olarak kullanılmasında sorun yok. Ancak doğrulanmamış kaynaklar ile tamamı ile amaca dönen yapay zekâ içerikleri akademik etiği de tehdit ediyor.
3. Üniversite Derecelerinin Değerlendirilmesi
Artan mezun arzı ve yapay zekanın yükselişi, diplomaların değerini ve mezun maaşlarını olumsuz etkiledi. Yapay zekânın beyaz yakalı işlerin yerini almasıyla birlikte, birçok kişi profesyonel hayata borçla ve akranlarının doldurduğu bir pazarla başlamanın değerini sorguluyor. Yapay zekâ özellikle bilgi işçilerinin marjinal faydasını düşüreceği için alacakları ücretler üzerinde de olumsuz bir etki yapacağı açık gözüküyor. Bu yüzden bu mezunların er ya da geç yapay zekâ entegrasyonu ile daha yaratıcı ve katma değerli işler çıkarak yetkinlikler elde etmesi çok önemli hale geliyor.
4.Geleneksel Eğitime Yönelik Zorluklar
Yapay zekanın ortaya çıkışı, geleneksel eğitim için bir uyanış çağrısı olmuştur. Üniversiteler artık geleneksel yöntemlerden uzaklaşarak laboratuvar faaliyetlerine, saha çalışmalarına ve sözlü sunumlara odaklanıyor. Ben kendi sınıflarımda sunum, tartışma, fikir üretme ve geribildirim verme gibi yöntemlere daha çok ağırlık vererek öğrencilerin bilişsel öğrenme süreçlerini geliştirmeyi amaçlıyorum. Tek taraflı bilgi aktarımı yapılan derslerin artık hiçbir faydası olmadığı gibi zararı çok daha fazla olmaya başladığını söylemek yanlış olmaz.
Sonuç
Yapay zekanın eğitime entegrasyonu iki ucu keskin bir kılıçtır. Kişiselleştirilmiş öğrenme ve verimlilik için benzeri görülmemiş fırsatlar sunarken, aynı zamanda önemli zorluklar ve etik ikilemler de ortaya çıkarmaktadır. Üniversiteler ve eğitim kurumları, yapay zekanın faydalarını benimserken potansiyel tuzaklarına da dikkat ederek bu karmaşık manzarada dikkatli bir şekilde gezinmelidir.
Yapay zekâ ile eğitimin geleceği umut vericidir, ancak dikkatli bir değerlendirme ve sorumlu uygulama gerektirir. İnsan zekâsı ve yapay zekâ arasındaki iş birliği eğitimde devrim yaratabilir, ancak etik ilkeler ve potansiyel risk ve ödüllerin net bir şekilde anlaşılmasıyla yönlendirilmelidir.